MAHKEMESİ : ÇAL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2012/205-2013/104Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedilerek gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanları kayden maliki olduğu 15 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerden birinin kardeşlerinin eşi olan davalı tarafından kullanıldığını, 26.8.2008 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye rağmen kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek 20.11.2008-15.10.2012 tarihleri arasındaki dönem için 15.000,00.-TL ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, dava konusu dairede miras payına karşılık olarak oturduğunu, diğer daire ve işyerlerini kullanmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının bağımsız bölümlerden birinde oturduğu, diğer yerlerden alınan kira paralarını davacılara da ödediğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edemediği, taraflar arasında daha önce açılan davalar nedeniyle intifadan men koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 15 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümlere davanın tarafları ile birlikte dava dışı kişilerin elbirliği halinde malik oldukları, davacılar tarafından 21.8.2008 tarihinde keşide edilen ihtarname ile davalının oturmakta olduğu daire için tebliğden itibaren ecrimisil ve taşınmazın tahliyesinin istenildiği, ayrıca taraflar arasında görülen ecrimisil ve ortaklığın giderilmesi davaları bulunduğu, bu halde paydaşlar arasında intifadan men olgusunun gerçekleştiği saptanmak suretiyle ecrimisile hükmedilmesi kural olarak doğrudur.Ancak, dava dilekçesi ve 21.8.2008 tarihli ihtarname içeriğinden davacıların davalının çocukları ile birlikte oturmakta olduğu bağımsız bölüm için ecrimisil istedikleri anlaşılmaktadır. Oysa mahkemece 6100 sayılı HMK'nun 26. (1086 sayılı HUMK'nun 74.) maddesi hükmü gözetilmeksizin, istek dışına çıkılarak dava konusu 15 ada 7 parselde bulunan bütün bağımsız bölümler için belirlenen ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir.Hal böyle olunca, öncelikle davalının oturduğu bağımsız bölümün tespiti ile bu bağımsız bölüm yönünden, davacıların payı oranında belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken talebi aşmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.