Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2197 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 455 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : SİİRT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/12/2006NUMARASI : 2006/174-487Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu..parsel sayılı taşınmaza, davalı tarafından yapılanmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemiştir.Davalılar, yanıt vermemiştir.Mahkemece, verilen kesin süreye rağmen taraf teşkili sağlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi .. raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Davacı Vakıflar İdaresi, . parsel sayılı taşınmaza, elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil isteklerinde bulunmuştur. Davalılar, davaya yanıt vermemiş; mahkemece kesin süreden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı idarenin, Siirt Kadastro Mahkemesinin 1992/9 esas ve 1995/22 sayılı kararı ile mülkiyeti idareye geçen ..ada, ..parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan davalılara ait binaların yıkılması, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep ettiği; yargılama sırasında, dava dışı C..Ç.. adlı kişinin haksız işgalci iken vefat etmiş bulunması nedeniyle, davanın mirasçılarına yöneltilmesi için 5.7.2006 tarihli dilekçe ile izin istendiği; 8.11.2006 tarih 370/408 sayılı veraset belgesinin alındığı; mahkemece, mirasçılarına dava yöneltilmesi için kesin süre verildiği, ara kararı gereği yerine getirilmediği gerekçe gösterilerek davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, kesin sürenin tayin edilmesi durumunda, karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Belirtilen ilkeler doğrultusunda olaya bakıldığında eldeki davada, artık davacının davayı C...Ç... mirasçılarına yöneltmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmalıdır.Ne varki; dava, baştan beri A... u.. ve Z.. U..aleyhine açılmış, anılan kişiler hakkındaki davadan feragat edilmemiş, dava atiye bırakılmamış ya da diğer bir davayı sonuçlandırıcı usulü işlem gerçekleşmemiştir. Bu durumda, bu davalılar hakkındaki davanın görülmesi zorunludur.Hal böyle olunca, davalılar, A..ve Z...hakkındaki dava yönünden taraf delillerinin toplanması, değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.