Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2191 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19047 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/02/2012NUMARASI : 2010/590-2012/45Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece ecrimisil isteği yönünden davanın tefrikine, tapu iptali ve tescil isteği bakımından asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleşen davanın davacıları ile bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.02.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı G.. S.. vekili Avukat .l ile diğer temyiz edenler vekili Avukat. geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı A.. Y.. S., davalılar S.. S.. vd. Vekili Avukat, temyiz edilen davalı H.. S.. gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mirasbırakan Sabriye Sarıkaya’nın çekişme konusu taşınmazı davalıların murisine temlik ettiği tarihte fiil ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile belirlendiği, öte yandan, dava konusu taşınmazın davalılar murisine temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle mirasçı olan davacılar bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacıların ve davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamı ile davacılar E.. A.., F.. A.. ve E.. A..’ın dosyaya ibraz edilen mirasçılık belgesinde gösterilen mirasçılar arasında yer almadıkları görülmektedir. Ayrıca, davacı Emrullah’ın dava açan avukata verdiği bir vekaletnamenin dahi dosyada bulunmadığı açıktır.Bilindiği gibi, davanın görülebilmesi için davacının dava konusu taşınmazda hak sahibi olduğunun, dolayısıyla sıfatının bulunduğunun ispatlanması gerekir. Somut olayda, davanın yukarıda açıklanan niteliğine göre mirasçı olmayan davacıların dava açma sıfatlarının olduğu söylenemez.Öte yandan; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. (6100 sayılı HMK.nın 297/1-b) maddesinde açıklandığı gibi, hükümde, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri, varsa kanuni temsilcileri ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin yer alması gerektiği kuşkusuzdur.Öyleyse, mahkemece, birleşen davanın davacılarının karar başlığında gösterilmemiş olması da doğru değildir. Hâl böyle olunca; birleşen davanın davacılarının karar başlığında gösterilerek usûl hükümlerine uygun karar oluşturulması, mirasçı olmayan davacılar E.. A.., F.. A.. ve E.. A.. bakımından davanın reddine karar verilmesi ile reddedilen kısım için kendini avukatla temsil ettiren davalılar yararına avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 1.100.00.'er-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alnıp birbirlerine verilmesine, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.