MAHKEMESİ: ALANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/12/2008NUMARASI: 2002/175-2008/640Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, miras bırakanı H.E.in kendisinden mal kaçırmak amacıyla 8 parça taşınmazını ilk eşinden olma çocukları olan davalılara satış suretiyle muvazaalı olarak temlik ettiğini, davalıların da dahili davalılara devrettiğini ileri sürerek, tapu iptal ve miras payı oranında tescil istemiş, daha sonra da dahili davalıların kötü niyeti ispat edilemediği takdirde, davalılardan taşınmazların değerinin tazminini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "miras bırakan tarafından 5 kızına yapılan temlikin muvazaalı olduğu, ancak onlardan taşınmazı edinen dahili davalıların taşınmazı edinmede iyiniyetli olup olmadığının yeterli araştırılmadığı gerekçesiyle" bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalılar yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, dahili davalılar yönünden iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalılardan E.H., T.Ş.M., H.G., K.S. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değeri yönünden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan Daire bozma kararı doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle, miras bırakanın kızlarına yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, ikinci el konumunda olan dahili davalıların da taşınmazı iyiniyetli edindikleri, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacakları saptanmak suretiyle mahkemece davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Öte yandan, davacılar eldeki davada HUMK.'nun 186.maddesi uyarınca yeni kayıt maliklerine karşı tapu iptal ve tescil isteği yönünden tercih hakkını kullanmışlardır. Ancak, tercihin bu şekilde kullanılması hakkın özünden vazgeçme anlamına gelmeyeceğinden, davacıların eski maliklere karşı tazminat davası açma haklarını ortadan kaldırmaz. Sonuç olarak, davacıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Dahili davalıların temyizine gelince;Birleştirilen her dava bağımsız niteliğini koruduğuna, davacıların HUMK.'un 186. Maddesi uyarınca davalarını yeni maliklere karşı tapu iptal ve tescil davası olarak devam ettirdiklerine, yeni malikler ayrı ayrı dava konusu taşınmazları satın alarak, kendilerini davada vekille temsil ettirdiklerine göre, yeni malik olan her dahili davalı yararına, davacıların miras payı oranında dava değeri üzerinden maktu avukatlık ücretinin altına düşmeyecek şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, tüm dava değeri üzerinden tek bir avukatlık ücretine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi eski malikler yararına iki kez avukatlık parasına hükmedilmesi de isabetsizdir.Dahili davalıların, temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.