Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 216 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12201 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/05/2012NUMARASI : 2010/385-2012/204Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava,fuzuli işgal hukuksal nedenine dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 3684 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1/15 hissesini 17.04.2009 tarihinde; dava dışı Z. A..'ın da 1/15 hisseyi 18.05.2010 tarihinde davalı A.U..'dan satın almak suretiyle paydaş olduğu keza davalı A..'in de 13/15 hisse oranında paydaş bulunduğu, taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti-kat irtifakı kurulmayan bir binanın mevcut olduğu, dava dışı A.A.. ile davalılardan A. U.. arasında düzenlenen 03.04.2009 tarihli taahhütname başlıklı harici belgede davalı A. U.tarafından dava dışı A. A..'a kendisinin oturduğu dairenin üstündeki dairenin satışının vaad edildiği, aynı taraflar arasında düzenlenen 29.04.2009 tarihli ibraname başlıklı belgede de anılan dairenin davacı Süleyman'a bırakılacağının kararlaştırıldığı görülmektedir.Bu durumda, somut olayda sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi ve uyuşmazlığın çözümü, gerçekten davalı A..'in hangi dairede ikamet ettiğinin, bu dairenin üstündeki dairenin hangisi olduğunun ve bunun da kimin tasarrufu altında bulunduğunun duraksanmayacak biçimde saptanmasına bağlıdır.Oysa; somut olayda birbiriyle çelişen tanık beyanlarıyla yetinilmiş olup başkaca bir inceleme yapılmamıştır. Davanın belirlenen nitelendirmesi ve olayların gelişimi karşısında, yemin delili hatırlatılmak suretiyle davacının yemin deliline başvurmamasına hukuki bir sonuç bağlanarak sonuca gidilmiş olması doğru olmamıştır.Hal böyle olunca;davalı A.U.. ile oğlu M.U..'ın yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüğünden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili nüfus müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon, internet, doğalgaz gibi aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları ile vergi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, ilgililerin ikamet ettikleri yer itibariyle geniş kapsamlı Jandarma Komutanlığı/Emniyet Müdürlüğü araştırması yapılmalı, gerektiğinde mahalli bilirkişiler temin edilip keşif yapılmak suretiyle yerinde çekişmeli bölümün dava dışı A.A... ile davalı A.U.. arasında düzenlenen sözleşme tarihleri de gözetilerek fiilen kimin tasarrufu altında olduğu belirlenmeli, dosyada mevcut bilirkişi rapor içerikleri ile mahkemece dinlenen tanıkların anlatımları dikkate alınmalı, böylelikle toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Hal böyle olunca, davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.