MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.02.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 145 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 3 no'lu meskeni ikinci eşi ...'a ölünceye kadar bakma şartıyla tapuda devrettiğini, ancak eşinin bu şartı sonuna kadar gerçekleştiremeden öldüğünü ve mirasçı olarak önceki eşinden olan davalı oğlu ile kendisinin kaldığını, eşinin ölümünden sonra davalı mirasçının bakım borcunu yerine getirmediğini ileri sürüp ... adına olan tapu kaydının iptali ile yeniden adına tescilini istemiştir. Davalı, davacının dava konusu taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile annesine devrettiği iddiasının doğru olmadığını, sözleşmenin resmi yazılı şekilde ispatlanması gerektiğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinin geçtiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ölünceye kadar bakma sözleşmesinde bakım borçlusunun ölmesi halinde alacaklının 1 yıl içinde sözleşmenin feshini talep edebileceği, dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu 145 ada 14 parsel sayılı taşınmazın mesken vasıflı 3 numaralı bağmısız bölümünün davacı adına kayıtlı iken 19.04.2000 tarihinde ölünceye kadar bakıp beslemek, görüp gözetmek şartıyla ...'a temlik edildiği, daha sonra davacı ile ...'in 12.08.2003 tarihinde evlendikleri ve Kiyafet'in 18.12.2011 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı eşi... ile daha önceki eşinden olma davalı oğlu ...'i bıraktığı anlaşılmaktadır. Gerçekten 818 sayılı BK'nun 518. (6098 sayılı TBK'nun 618.) maddesi uyarınca bakım alacaklısının bakım borçlusunun ölümünden itibaren 1 yıl içerisinde mirasçılar ile sözleşmeyi devam ettirmek istemediğini bildirme zorunluluğu vardır.Somut olayda; bu bildirim yapılmadığına göre davacının akde devam etme iradesini ortaya koyduğu, sözleşmenin mirasçılar ile sürdürüldüğü ve bakım borcunun mirasçılara geçtiği kabul edilmelidir.O hâlde, davacının eldeki davayı 818 sayılı BK'nun 517. (6098 sayılı TBK'nun 617.) maddesi uyarınca akde aykırılık hukuksal nedenine dayanarak açtığı gözetildiğinde, bu iddia yönünden taraf delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle hak düşürücü süreden dolayı davanın reddedilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.