Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2121 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1067 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 06/06/2007NUMARASI: 2005/175-2007/257Taraflar arasında görülen davada;Davacı. idarece kamulaştırılan alan içinde kalan yere davalının bağ dikmek suretiyle haksız elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım, ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.Davalı, paydaş olduğu 154 parselin idarece kamulaştırılan kısmının tapudan terkin edildiğini, çekişmeli yerin tapu kapsamında kaldığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan alanın dışında kaldığının keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden davalının paydaş olduğu 37375 m2 miktarlı 154 parsel sayılı taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğ??nün 19.6.1991 tarih 1991/133 sayılı kamu yararı kararına istinaden 16.9.1991 tarihinde kıymet takdiri yapılarak 17778 m2 nin sicilden terkin edildiği, 154 parselin 19.587 m2 olarak davalı ve dava dışı paydaşlar adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, kamulaştırılan saha içinde olup, tel örgü dışında bırakılan idareye ait yere davalı tarafından bağ dikilmek suretiyle elattığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, çekişme konusu 1185 m2.lik yerin kamulaştırılan alan içinde kalmadığı gerekçesiyle dava reddedilmişsede mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve krokisinden "A" ile gösterilen çekişme konusu 1185 m2 yerin "B" ile gösterilen çekişmesiz yerle birlikte kamulaştırma sınırları içinde gösterilerek,17788 m2 lik yerin tapudan terkin edildiği belirlenmiştir.Bilindiği üzere 3402 sayılı yasanın 20.maddesi ve Türk Medeni Kanununun 719.hükümlerinde özetle; taşınmazın sınırları tapu planları ve arz üzerindeki sınır işaretleriyle belirlenip, tapu planları ile arz üzerindeki işaretler birbirini tutmazsa asıl olan plandaki sınırlardır denilmektedir.Bu durumda, dava konusu yerin (Fen bilirkişilerin 22.1.2007 tarihli krokisinde "A" ile gösterilen) tapuda terkin edilen miktar dışında kaldığı sabit isede 3402 sayılı yasanın 20.ve Türk Medeni Kanununun 719.madde hükümleri gözetildiğinde, kamulaştırılan alanın belirlenmesinde yüzölçümün değil haritanın esas alınacağı ve değerlendirileceği kuşkusuzdur.Öte yandan anılan bu olgu çekişmeli yerin kamulaştırılan alan içinde kalmadığı sonucunu doğurmayacağı gibi, kayıt maliklerinin bedele yönelik isteklerine konu olabileceği de açıktır.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler belirlenen olgularla birlikte değerlendirilmek ve varsa elatma olgusu saptanmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.