Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2105 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 291 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: MENDERES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/05/2006NUMARASI: 2005/618-334Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mülkiyeti Hazineye ait .. ada ..parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 93 m2’lik kısmını davalının kaçak ev ve bahçe yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve muhdesatların yıkımını istemiştir.Davalı, dava konusu yapıyı kendisinin yaptığını ve kullandığını, 2/B uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerin köy tüzel kişiliği adına tescili ve köylülerin buraya yerleşmelerinin sağlanması gerektiğini, köyün yararlanmasına ayrılmış yerlerde Hazinenin taraf ehliyeti bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının kayden davacıya ait taşınmaza elatmasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu ..ada .parsel sayılı taşınmazın kayden davacı Hazineye ait olduğu davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmaz üzerine bina yapmak suretiyle haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın kullandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davalının esasa cevabında bu olgu kabul edilmiştir. Öyleyse, mahkemece elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, dosyaya getirtilen kayıt örneğinde taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalıya değil dava dışı M.B..isimli kişiye ait olduğu görülmektedir. Davada yıkım isteği de bulunduğuna göre, yapı sahibinin de davada yer alması zorunludur. Ne varki, usulüne uygun olarak yöneltilmiş bir dava mevcut değildir. Bu durumda, husumette yanılgı değil, noksanlık bulunduğu tartışmasızdır.Hal böyle olunca, kayıtta lehine muhdesat şerhi bulunan M.. B.. hakkında dava açması için davacıya olanak tanınması açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları bu sebeple yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 1.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.