MAHKEMESİ: ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/10/2007NUMARASI: 2006/123-2007/415Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayda 1/2 tam ve 1/2 çıplak mülkiyet maliki olduğu 1905 ada, 146 parsel, 11 bağımsız bölüm nolu, 7 nolu dairesine davalının, boşanmalarına rağmen ikametine devam etmek suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürüp; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.Davalı, dava konusu dairenin boşanma öncesi aile konutu olarak kullanıldığını, boşanma sırasında tarafların yaptıkları anlaşma gereğince nafaka ve tazminat istememesi karşılığında çocuklarıyla beraber dava konusu dairede ikametine devam ettiğini, dava tarihine kadar davacının tahliye ve ecrimisil talebinde bulunmadığını, iyiniyetli zilyet olduğunu; davacının çekişmeli taşınmazın ½ payının intifa hakkının sahibi olmadığından husumet itirazında bulunduğunu, ayrıca daireye yapmış olduğu yararlı ve zorunlu masrafların ödenmesini istediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının, dava konusu yeri ölünceye kadar ve evlenmemek şartı ile kullanabileceği yönünde davalıya taahhütte bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 1905 ada 146 parseldeki 7 nolu meskenin ½ payının kayden davacıya ait olduğu, geri kalan paydada irsen malik bulunduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazı kullandığı anlaşılmaktadır.Ayrıca davalının, dava tarihine kadar taşınmazı kullanımının davacının muvafakatına dayalı olduğu, mahkemece kabul edilmek ve benimsenmek suretiyle ecrimisil isteğinin reddine karar verildiği görülmektedir. O halde, bu yönde kurulan kararda bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu hususa değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacının, diğer temyiz itirazlarına gelince;davacı ile davalının evli iken Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.07.2000 tarih ve 59-698 sayılı kesinleşen kararı gereğince boşandıkları dosya kapsamıyla sabittir.Öte yandan, taşınmazın sicil kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerh bulunmadığı gibi, esasen taraflar boşanmış olduğuna göre, şerh bulunsa dahi neticeye etkili olmayacağı tartışmasızdır.Öyle ise, Türk Medeni Kanununun 683. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.