Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2042 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 11217 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: HOZAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/01/2007NUMARASI: 2005/26-2007/2Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu çekişme konusu tapulu taşınmazına davalının hayvan otlatmak suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürüp, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacı taşınmazına müdahalesinin bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacı 13.7.1961 tarih 2 nolu tapu kaydına dayanmış tapu kapsamında kalan yerine haklı ve geçerli nedeni olmaksızın davalının elattığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.Ne varki; mahkemece, yeterli araştırma ve uygulamanın yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Bilindiği üzere; harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur. Hal böyle olunca; yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde uygulama yapılarak, davacının dayandığı tapu kaydının sınırlarının arz üzerinde gösterilmek ve belirlenmek suretiyle krokisine işaret edilmesi davalının bu sınırlar içinde kalan taşınmaza hayvan otlatmak ya da başka bir şekilde müdahale etmek suretiyle elatmasının olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, eğer bir alatma mevcut ise bu bölümün tapu kaydı içerisinde kalan hangi bölümü kapsadığının fenni bilirkişiden alanacak krokili rapora yansıtılması, önceki keşiflerle çelişki doğduğu takdirde bu çelişkilerin gerekçeleri açıklanarak giderilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere eksik araştırma ve soruşturma ile yetinilerek hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.