MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/04/2012NUMARASI : 2009/419-2012/204Yanlar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal - tescil ve tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 20.3.1990 tarihinde noterde düzenlenen vekaletname ile davacının dava dışı B.E.i vekil tayin ettiği, davacının bizzat 14.06.1984 tarihinde 59 parsel sayılı taşınmazda 100/600 payını davalı K.'e,23.03.1990 tarihinde davacıya vekaleten B.'nın davacının 59 parseldeki payından 25/600 payını dava dışı A.a,yine davacıya vekaleten B.'nın davacı payından 25/600 payı davalı K.e,A.'ın ise satın aldığı 25 /600 payı davalı H.e,H.'inde anılan payı davalı Zahide'ye tapuda satış suretiyle temlik ettikleri anlaşılmaktadır.Davacı, dava dilekçesinde ve yargılamanın ilerleyen aşamalarında 14.06.1984 tarihli akit tablosunda imzasının olmadığını, aynı zamanda 20.3.1990 tarihli vekaletnamenin de sahte olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış;mahkemece,davacının üçüncü kişiye vermiş bulunduğu vekaletnamenin sahteliğinin ispatlanamadığı, en son malikinin Z.T. olduğu ve onun TMK nın 1023 maddesi gereğince iyi niyetli malik olup iktisabının korunması gerektiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Daha önce de;davacı tarafından açılan sahtecilik iddiasına dayalı tapu iptal tescil davasında davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın temyizi üzerine ,Dairemizce 20.03.1990 tarihli imza yönünden Adli Tıp Kurumunca bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğine değinilerek bozulmuş;anılan davanın da henüz derdest olduğu ve kesinleşmediği dosya kapsamı ile sabittir.Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulmasının bir takım prensipleri bulunduğu sabittir. Bunlardan ilki tescil, ikincisi tapu sicilinin aleniliği ve güvenilirliği, bir diğeri Hazinenin hukuki sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması, başka bir deyişle sicilin illetten mücerret olmamasıdır.Somut olayda, taşınmazın mülkiyetinin naklini sağlayan vekaletnamenin sahte olduğu iddia edildiğine göre, bunun subutu halinde sicilin geçerli bir hukuki sebebinin bulunmayacağı, buna bağlı olarak da T.M.K.'nun 1025. maddesi uyarınca yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı tartışmasızdır.Hal böyle olunca,20.07.1990 tarihli akit,23.03.1990 tarihli akit ve 20.3.1990 tarihli vekaletnamedeki imza yönünden 14.4.1982 tarihli ve 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasasının 8/e ve 21.maddeleri uyarınca Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas dairesinden rapor alınması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.