Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1993 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 893 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/05/2012NUMARASI : 2011/428-2012/378Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesinin men'ine ve yıkım isteminin reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava,çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davalının herhangi bir üstün hakkı olmadan davacılar ait taşınmaza inşaat yaparak el attığından dolayı müdahalesinin men'ine, her ne kadar davacılarca yapının yıkılması talep edilmiş ise de yıkımın fahiş zarar doğuracağı, tecavüz edilen alanın bedeli ile binanın yıkılacak kısmının bedeli dikkate alındığında arada fahiş oranda fark bulunduğu bilirkişi raporuna göre binanın 16-20 yıl önce yapıldığı gerekçesiyle yıkım talebinin reddine karar verilmiştir.Davacılar, kayden maliki oldukları 8 parsel nolu taşınmaza davalının ruhsat almadan taşınmaz ev ve dükkan yapmak suretiyle taşınmazın 52,58 metre karelik alanını işgal ettiğini, kendilerine ait olan taşınmaza Batman belediyesinden ruhsat alamadıklarını, bu nedenle davalının, taşınmaz üzerindeki haksız müdahalesinin men'nine ve yapının yıkımına kal'ine karar verilmesini istemişler;davalı ise,taşınmazın kendisine ait olmadığını,eşinin olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu arsa vasfındaki, 299 m² yüzölçümlü, 8 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, davacı ile dava dışı kişilerin taşınmazda paydaş oldukları,dava konusu yapının bulunduğu 7 sayılı imar parsel ve öncesini oluşturan kadastral parselde davalının kayıtla bir ilgisinin olmadığı dava dışı davalının eşi ile dava dışı paydaşların bulunduğu,davalının bina yapmak suretiyle çekişmeli taşınmaza elattığının keşfen saptandığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 688. maddesinde yazılı olduğu üzere ; paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Başka bir deyişle her bir paydaşın payı taşınmazın her zerresine yayılmış durumdadır. Anılan madde gözetildiğinde paydaşlardan bir kısmının muvafakati ile 3. kişiler tarafından yapılan binaların korunmasına yasal olanak yoktur. Ayrıca; elatmanın önlenmesi ve yıkım davaları kural olarak fiilen elatan kişiye karşı açılır. Somut olayda elattığı ileri sürülen kişi davalı Ö. olup, davacı tanığının beyanı ile yıkımı istenen binayı inşa ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Dava binanın ana nüvesinin bulunduğu bitişik parsele yönelik açıldığına göre HMK'nun 59. maddesinde sözü edilen zorunlu dava arkadaşlığının gereği olarak o parsel malikinin davada yer alması zorunluluktur.Hal böyle olunca; davalının binayı yaptığı taşınmazın maliki olan kişilerin davaya dahil edilmesi için davacılara önel verilmesi, ondan sonra taraf delillerinin değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.