Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1988 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 693 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 26/10/2009NUMARASI : 2008/223-2009/369Taraflar arasında görülen davada;Davacılar- Karşı Davalılar; dava konusu 135 ada, 90 sayıl parselde yer alan , 15 nolu bağımsız bölümün murisleri Ş. Ö. adına kayıtlı olduğunu, davalının haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın tasarrufta bulunduğunu, 17/04/2008 tarihli, noter aracılığıyla keşide edilen ihtarnameye rağmen sonuç alamadıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş, harici satış sözleşmesinin mülkiyetin nakline yeterli olmadığını, yüklenici firmadan verdiğini geri isteme hakkı sağlayacağını belirterek iptal tescil davasının reddini savunmuştur.Davalılar- Karşı Davacılar; yüklenici firmanın inşaatı tamamlayamadan iflas ettiğini, öncesinde murisleri Ş. T.’lının 30/04/1974 tarihli harici satış sözleşmesi ile çekişmeli daireyi satın aldığını, bağımsız bölümdeki eksiklikleri tamamladıklarını, 1977 yılından bu yana taşınmazda oturduklarını belirterek elatmanın önlenmesi davasının reddine, karşı iptal tescil davasının kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı- karşı davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava; bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, karşı dava tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu kat irtifaklı 15 nolu bağımsız bölümün kayden davacıların miras bırakanı adına kayıtlı olduğu davalıların (karşı davacıların ) taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı ancak taşınmazı karşı davacıların kullandıkları anlaşılmaktadır.Mahkemece; asıl davanın reddine, harici satın almaya dayalı karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; TMK’ nun 634 maddesi (706 md.), 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi, B.K. ‘nun 22. maddesi delaleti ile 213. maddesi hükmü uyarınca tapuda kayıtlı olan taşınmazların resmi şekilde yapılmayan temliklerine değer verilemez.Somut olayda; davalı haricen satın alma olgusuna dayanmış ve taşınmazı dava dışı yükleniciden haricen satın aldığını savunmuştur. Oysa davalının bayii yüklenicinin edimini yerine getirmediği dosya kapsamı ile sabit olup harici satın almadan kaynaklanan varsa kişisel hakkı bu hakkını kendi bayii olan yükleniciye karşı kullanması iktiza eder.Böylesine bir harici satıştan dolayı kayıt maliklerini sorumlu tutmak ve onlar aleyhine 1940 tarih, 2/77 sayılı İ.B.K gereğince harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkının kullanılmasına da yasal olanak yoktur. Elbette davalı taraf taşınmazda zorunlu faideli bir masraf yaparak iyileştirme yapmışsa bundan kaynaklanan varsa bir alacağı iyi veya kötüniyetli olup olmadığına göre (TMK.994, 995 md) bir değerlendirme yapılması gerekeceği de kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; değinilen kural ve ilkeler gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Davacı-karşı davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.‘nu 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.