Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1958 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14144 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ZONGULDAK 2. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/05/2012NUMARASI : 2010/178-2012/368Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,ecrimisil talebinin ise reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, yargılama sürecinde muarazanın ortadan kalktığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin ise reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu Ahşap Ev, Bahçe vs. vasıflı 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalının dava dışı kişilerle birlikte veraseten iştirakli olarak ortak olduğu, davacının çekişme konusu taşınmazı tek başına kullandığını ileri sürerek payına vaki muarazanın ve müdahelenin Men’i ile ecrimisile karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 32. Maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30. madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.' nun 409.maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Hal böyle olunca, elatıldığı iddia edilen taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bu değer üzerinden, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi, öte yandan her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmesi, davacıya iddiasını kanıtlaması için fırsat tanınması, tüm delillerin toplanarak gerektiğinde taşınmazın kullanım şeklinin belirlenmesi için keşif yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davalının beyanları esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.