Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1911 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 21 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2008NUMARASI : 2006/51-2007/447Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, 326 parsel sayılı taşınmazın tamamının ortak mirasbırakanları E. E.’e ait iken davalılardan H.e hisseli taşınmazlarını satması için verdiği vekaletnameyle, vekaletnamede tanık olarak bulunan ve davalılardan E.’in oğlu olan diğer davalı A.’a vekalet tarihinden iki gün sonra satıldığını, murisin sadece hisseli taşınmazlarının satışı için vekalet verdiğini, davaya konu taşınmazın satışı için vekaletname vermediğini, davalılar H.ve E.n murisin kendilerine olan güvenini kötüye kullanarak vekaletnamedeki satışa konu diğer parsellerin arasına 326 parsel sayılı taşınmazı da yazdırarak murisi kandırdıklarını ve işlemin sahte, hile ve kötüniyete dayandığını ileri sürerek 326 parsel sayılı taşınmazın davalı A. adına olan tapu kaydının iptali ile eski hale iadesine, pay oranında adlarına tesciline, bu talep kabul edilmediği takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, husumet itirazda bulunduklarını, taşınmaz bedelinin ödendiğini, davacıların kötüniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacıların murisi E.E.in hataya düşürülerek çekişme konusu taşınmaz ile ilgili olarak da vekaletname alındığı, taşınmazın vekaletnamede tanık olarak yer alan davalılardan E.’in oğlu tarafından diğer davalı A.’a satıldığı, satış bedelinin davacılar ya da murislerine ödendiğinin davalı .tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı iptal, tescil olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece iptal ve tescil yönünden hüküm kurulmuştur.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakanın kök miras bırakandan kalan taşınmazlardaki mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesi ve tasfiyesi amacıyla davalı H.’e 26.04.2005 tarihinde geniş yetkili vekaletname verdiği, bu sırada miras bırakanın hataya düşürülmesi sonucu vekaletnameye dava konusu 326 parselin de dahil edildiği, davalı vekil H.’in vekaletnameden 2 gün sonra bu yeri iş ortağı olduğu ileri sürülen E.’in oğlu davalı A.’a 6.000.-TL bedelle temlik ettiği, asıl değerin mahkemece belirlenen 120.000.-TL civarında olduğu anlaşılmaktadır. Olayın işleyiş tarzi ve davalıların birbirleriyle olan ilişki, yakınlık ve konumları gözetildiğinde, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, son kayıt maliki A.’ın da olayı bilebilecek durumda bulunması nedeniyle TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı ve iyiniyetli sayılamayacağı belirlenerek iptal ve tescile karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. .Ancak, davalı E.’in olayda vekil veya ara malik gibi bir sıfatı ya da miras bırakan tarafından verilmiş bir yetkisi bulunmamaktadır. Yalnızca iddiadan ibaret kalan (olayda rolü bulunduğu) hususu kendisine husumet tevcihini gerektirmez.Hal böyle olunca, davalı E.hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, onun yönünden de kabul edilmesi ve yargılama gideri ile avukatlık parasından sorumlu tutulması doğru değildir.Davalı E.’in temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü yalnızca davalı E. yönünden HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.