Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1902 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 103 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ: DERELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/10/2005NUMARASI: 2001/75-112Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, ortak miras bırakanları H..Ç... adına kayıtlı olan Haziran ...Y... nolu tapulu taşınmaza, davalılar tarafından inşaat yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, dayanak tapunun miktarının sınırlarına kıyasla az olduğu ve dava konusu yeri kapsamına almadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı M..ve dahili davalı E..D.. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakim.....iraporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların dayandığı ilk tesisi Haziran .. Y... nolu olan tapu kaydının tedavülleri gereğince davacıların taşınmazda irsen malik oldukları, davalıların kay??ttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki çekişmenin tapu kaydının kapsamının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi suretiyle giderileceği tartışmasızdır.Bilindiği üzere; harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur. Somut olaya gelince; mahkemece tapu kaydının üç sınır itibariyle taşınmazı ve civarını çevrelediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş ise de, taşınmazın sabit sınırları esas alınmak suretiyle tapuya kapsam tayin edilmediği görülmektedir. Esasen çekişmenin de tapu kaydının kapsamının saptanması ile çözüleceği kuşkusuzdur. Oysa, mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilmek suretiyle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, hükme elverişli olacak nitelikte araştırma, inceleme ve özellikle uygulama yapılması, hasıl olacak sonuca göre davalıların kayıt kapsamında kalan yerlere bir elatmalarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların ve dahili davalı E..'nin temyiz itirazı yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.