MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/03/2013NUMARASI : 2009/879-2013/63 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.12.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ....geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, kat mülkiyeti kurulu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, ecrimisil, taşınmazın eski hâle getirilmesi, olmazsa eski hâle getirme bedelinin tahsili isteklerine ilişkindir. Davacı, Beyoğlu 10.Noterliğinin 8.12.2009 tarihli ihtarnamesi ile davalıya hitaben, maliki olduğu 2 no'lu dükkanın kullanımına son vermesini, eski hale getirilerek ihtarın tebliğinden itibaren kendisine teslimini, aksi halde elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hâle getirme davası açacağını bildirmiş, ihtarname davalıya 9.12.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı 24.12.2009 tarihinde aynı isteklerle ve ayrıca, geriye doğru beş yıllık ecrimisile karar verilmesi isteği ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, dava konusu taşınmazı 2000 yılından beri davacının bilgisi ve rızası ile giyim mağazası olarak kullandığını, o tarihten bu yana hem davacının, hem de eşinin kendi yanında çalışarak elde edilen gelirden yararlandıklarını savunmuş, Yargıtay'da duruşma aşamasında sunduğu Bakırköy 3.Noterliğinin 15.4.2013 tarihli davacıya hitaplı ihtarnamesinde ise, taşınmazı eski hale getirerek, kullanımına son verdiğini, ihtarnamenin tebliğinden itibaren bir gün içinde taşınmazı teslim almasını bildirdiği görülmüştür. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1919 ada 29 parsel sayılı taşınmazdaki dükkan nitelikli 2 numaralı bağımsız bölümün 6.4.2000 tarihinde satın alma ile davacı adına, aynı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümdeki dükkanın ise davalı adına kayıtlı olduğu, her iki bağımsız bölüm arasındaki duvarın kaldırılıp, birleştirilerek tek dükkan haline getirildiği ve davalı tarafından.... Giyim ticari levhası ile işyeri olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalının taşınmazı eski hâline getirdiği ve elatmaya son verdiği savunmasını kanıtlaması halinde elatmanın önlenmesi ve eski hâle getirme davasının konusuz kalacağı ve karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Davalının ecrimisile ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere; ecrimisil, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi, haksız olarak alıkoyması nedeniyle kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu ise mahrum kalınan gelir kaybı olan bir tür haksız kullanım tazminatıdır. Açıklanan bu tanıma göre, bir taşınmazı haksız olarak kullanan ya da başkasına kullandıran kişinin ecrimisille sorumlu olacağı açıktır. Ne var ki, tüm dosya içeriğinden anlaşıldığına ve davacının da kabulünde bulunduğuna göre davacı ve eşi uzun süredir davalının yanında sigortalı olarak çalışmışlardır. Davacının çekişmeli bağımsız bölümü edindiği tarihten itibaren ihtarname gönderene kadar uzunca bir süre davalının kullanımına ses çıkarmadığı düşünüldüğünde, bu kullanıma muvafakat gösterdiğinin ve muvafakatını ihtarname ile sona erdirdiğinin kabulünde zorunluluk vardır. Bir başka ifadeyle taraflar arasında Borçlar Kanunu'nun 299. (Türk Borçlar Kanunu'nun 379.) maddesi ve devamı hükümleri gereğince şifahi olarak âriyet bağıtı kurulduğu ve aynı Yasanın 304. (Türk Borçlar Kanunu'nun 384.) maddesi hükmüne göre de ihtarname gönderilmekle akde son verildiği (akdin feshedildiği) kabul edilmelidir. Buna göre, davalı taraf ihtarnameden önceki dönem için fuzuli şagil olarak nitelendirilemez. Öyleyse, ihtarnamenin davalıya tebliği tarihinden öncesi için fuzuli şagilin (haksız işgalcinin) taşınmazı kullanmasından dolayı taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı olan ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı sabittir. Hâl böyle olunca; elatmanın önlenmesi ve eski hale getirilmesi isteği bakımından davalının kullanımına son verip vermediği açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesi, ecrimisil isteğinin ise, ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden itibaren dava tarihine kadarki dönem için ( 9.12.2009-24.12.2009 tarihleri arası) kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; eski hale getirme bedeli infaz aşamasında gözetilecek bir husus olup, üstelik davacının öncelikli isteğinin eski hale getirme olduğu da göz önüne alınarak mahkemece elatmanın önlenmesi ile birlikte eski hâle getirilmesi kararı ile yetinilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hâle getirme bedelinin hüküm altına alınması da isabetsizdir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.