Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1853 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 12760 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: ÜSKÜDAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 03/07/2007NUMARASI: 2005/288-2007/150Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden paydaş olduğu 87 parsel sayılı taşınmazda, payına karşılık A blok 1.kat 1 nolu dairenin kendisine teslim edildiğini, davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın çekişmeli yerde oturduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.Davalı, çekişmeli yeri satış vaadi sözleşmesi ile aldığını, tüketici mahkemesinde tapu iptal, tescil davasının devam ettiğini, fuzuli şagil olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 87 parsel sayılı taşınmazda davacının, 5.11.2004 tarih 2004/385-411 karar sayılı mahkeme ilamı ile 19.11.2004 tarihinde hükmen paydaş olduğu, taşınmazda kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmayan binadaki A-blok zemin kattaki davalının tasarruf ettiği dairenin kendi payına isabet ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtığı, anılan yerde davalının kayda dayalı bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden davalının satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtığı (Üsküdar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/90 E.) tapu iptal ve tescil davasının derdest olduğu görülmektedir.Davalının, anılan yere elatmasının dayanağını oluşturan satış vaadi sözleşmesine ilişkin olduğu savunmasının adli yargı yerinde çekişmeli olduğu gözetildiğinde, davalının açtığı tapu iptal, tescil davası sonucunun eldeki davayı etkileyeceği açıktır.Öte yandan, mahkemece yıkım yönünden bir hüküm kurulmamışsa da, davacı dava dilekçesinde yıkım isteğinde de bulunmuştur.Hal böyle olunca; ileride giderilmesi olanaksız zararlara yol açmaması bakımından sözedilen yargı yerindeki dava sonucunun beklenmesi, davalının çekişmeli taşınmazda kurulacak hüküm sonucu paydaş kılınması halinde bu hususun değerlendirilmesi ve ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.