Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18436 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14455 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : TAVAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/04/2013NUMARASI : 2011/234-2013/213Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın davacılar ile davalı adına paylı olarak kayıtlı olduğu, taraflar dışında başkaca paydaşın bulunmadığı, avlulu ev vasfı ile tapuda kayıtlı olan taşınmazdaki evin ikinci katının davalı tarafından oturulmaya müsait hale getirilerek konut olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesi ve ecrimisil isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, intifadan men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğini davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle, sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda davacıların kullandıkları ya da kullanabilecekleri bir bölümün olup olmadığı yeterince araştırılmamıştır. Keza, davalı cevap dilekçesinde taşınmazın birinci katının da davacılar tarafından kullanıldığını savunmuş, ancak bu savunması üzerinde durulmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması,öncelikle davacıların taşınmazda kullandıkları ya da kullanabilecekleri bir bölümün bulunup bulunmadığının saptanması, kullandıkları ya da kullanabilecekleri bir bölümün bulunması halinde davanın reddine karar verilmesi, aksi halde davalının kullanımı nedeniyle taşınmazdan hiç yararlanamadıklarının saptanması durumunda ise paylarına yönelik elatmanın önlenmesine karar verilmesi, ayrıca davalının taşınmazı bizzat kullanması nedeniyle intifadan men koşulu gerçekleşmediği sürece diğer paydaşların ecrimisil isteyemeyeceği gözetilerek, intifadan men olgusunun hangi tarihte gerçekleştiğinin gerektiğinde taraf tanıkları yeniden dinlenmek suretiyle saptanması ve buna göre belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.