Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 184 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 9305 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/06/2008NUMARASI : 2007/333-2008/221Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları R.'in adına kayıtla 3 parselde 5 nolu bağımsız bölümü, oğlu T.in piyasaya olan borçlarının bitmesinden sonra T.'e devredilmesi amacıyla davalıya bedelsiz olarak temlik edildiğini, miras bırakanın amacının oğlu T.'e devretmek olduğunu, ayrıca murisin işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek kaydın iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı, bedelini ödeyerek satın aldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı T.davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle kabulüne, T.'ın davasının ise işlemden kaldırılmasına karar verildi. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.1.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen vekili Avukat T.K. geldi davetiye tebliğe rağmen temyiz eden vekili avukat ile diğer temyiz edilen gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; 3 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün davacıların miras bırakanı R. ait iken 17.7.2002 tarihinde davalı Z.'e satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davası kabul edilen davacı T. esasen kayıt maliki R.in babası olduğunu ve taşınmazın kendisine verilmesi kararlaştırıldığı halde, ahara olan borçlarından dolayı devredilmediğini ve sonradan kendisine devredilmek üzere kayınpederi olan Z.satış gösterilmek suretiyle intikal ettirildiğini, taşınmazın kendi üzerine geçmesi halinde diğer mirasçılarında kendisine karşı hak talebinde bulunarak bir dava açmayacaklarını ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Hemen belirtilmelidir ki, olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yaparak buna uygulanacak kanun hükmünü tespit ve tayin ederek uygulamak hakime aittir.Yukarıda değinilen iddianın ileri sürülüş biçimini ve içeriğine göre taraflar arasındaki çekişmenin inançlı işlemden kaynaklandığı tartışmasızdır.Bilindiği üzere; böylesine bir iddianın ise 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur.Ne varki, böyle bir yazılı belge ibraz edilmediği gibi, hatırlatılan yemin teklifinin de kullanılmadığı dosya kapsamı ile sabittir.O halde, davanın ispatlanamadığı gözetilmek suretiyle reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davanın kabul edilmesi isabetsizdir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.