MAHKEMESİ : EYÜP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2007NUMARASI : 2005/262-2007/193Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, kayden paydaşı bulunduğu 107 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümleri davalı Mine’nin diğer davalı şirkete kiraya verdiğini, davalı şirketin taşınmazı işyeri olarak kullandığını ileri sürüp elatmanın önlenmesi ile 5.000.-YTL ecrimisil ve 5.000.-YTL mahrum kalınan kar bedeli olarak tazminat olmak üzere 10.000.YTL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, dava konusu taşınmazların davacının bilgisi ve rızası ile davalı şirkete kiraya verildiğini, davalı şirketin taşınmazları kiracı sıfatıyla tasarruf ettiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlar, karşı davalarında; davacının dava konusu taşınmazları 15 yıl süreyle tek başına kullandığını, taşınmazları kiraladıktan sonra değer arttırıcı masraflar yaptıklarını ileri sürüp 5.000.-YTL ecrimisil ile 10.000.-YTL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın paylı mülkiyet üzere olup davacı ile davalı Mine’nin taşınmazda paydaş oldukları, davalı şirketin taşınmazı pay ve paydaş çoğunluğunu taşımayan kira sözleşmesine dayanarak haksız kullandığı, kira sözleşmesine davacının onay??nın olduğunun ispat edilemediği, davacının taşınmazlarda diğer tapu malikinin de onayı ile ticari faaliyette bulunduğunu ve taşınmaza elatıldığından bundan mahrum kaldığını ispat edemediği, karşı davada, davalı yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşmediği,davalı şirketin taşınmaza yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, birleşen ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı ve davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.01.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Mine Karadeniz v.s. vekili Avukat İrfan Özkan ile yine temyiz eden Z. K... vekili Avukat , Av. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava ve birleşen dava, kat irtifaklı bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat isteğine, karşı dava ise, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, birleşen ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 107 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin paylı mülkiyet üzere olduğu, davacı ile davalılardan Mine'nin taşınmazlarda 1/2'şer pay sahibi bulundukları ve davalı Mine'nin taşınmazları diğer davalı şirkete kiraladığı, taşınmazların halen anılan davalı şirketin tasarrufunda olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, yapılan kira sözleşmesinin kendisini bağlamadığını ileri sürerek, dava ve birleşen davayı açmış, davalılardan Mine, taşınmazların davalı şirket tasarrufuna geçmeden önceki dönem için ecrimisil isteğinde bulunmuş, diğer davalı şirket ise taşınmazlara yapmış olduğu faydalı ve zaruri masrafların tahsilini istemiştir.Gerçektende, davalılardan taşınmaza paydaş olan Mine ile diğer davalı arasında yapılan kira sözleşmesinin Türk Medeni Kanunun 691.maddesinde öngörüldüğü şekilde pay ve paydaş çoğunluğunca yapılmadığı anlaşıldığından davacıyı bağladığı ve geçerli bir kira bağıtının varlığı söylenemez. O halde, mahkemece, davalı şirket bakımından mutlak olarak elatmanın önlenmesine ve davalı Mine'nin de taşınmazların tamamını kiraya vermek suretiyle muaraza yarattığından davacının payına isabet eden miktar bakımından ecrimisile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen davalı şirketin tüm, diğer davalı Mine'nin öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalı (karşı davanın davacısı) Mine'nin temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu taşınmazların eşit oranlarla davalı Mine ile davacı arasında paylı mülkiyet üzere olduğu kayden sabittir. Öte yandan; davacı Zeki'nin karşı davada talep edilen dönem içinde taşınmazları tek başına ve tamamını kullandığı kanıtlanmış değildir. Buna göre; bu yöne ilişkin davalı Mine'nin temyiz itirazları da yerinde değildir. Ancak, değinildiği üzere gerek Mine gerekse Zeki taşınmazlarda paydaş olduklarından çekişme konusu taşınmazları payları gereğince tasarruf etmeleri mülkiyet hakkının bir gereğidir. Ne var ki, çekişmeli taşınmazların tamamı Mine tarafından kullanılmamaktadır. Bir kısmını davacının eşyalarını koymak suretiyle tasarruf ettiği sabittir. Öyle ise, davacı Zeki yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiği söylenemez. Buna karşın, mahkemece bu olgu gözardı edilerek paydaş olan Mine'nin tasarrufuna mutlak engel olacak şekilde yazılı olduğu üzere bu davalı yönünden de elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazlarına gelince; hemen belirtilmelidir ki, davalı şirketin kullanımının hukuki sebebini diğer davalı Mine'nin kiralamasının teşkil ettiği tartışmasızdır. Bilindiği üzere;Türk Medeni Yasasının 994.maddesi hükmü uyarınca; "iyi niyetli zilyet geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir". Oysa, aynı yasanın 995.maddesi hükmünde ise; "iyi niyetli olmayan zilyedin yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir" düzenlemesine yer verilmiştir. Davacının davalı şirket ile yapılan kira sözleşmesine iştirak etmediği ve icazet de vermediği açıktır. Buna göre, şirketin davacıya karşı iyi niyetli zilyet olduğu düşünülemez. O halde, davalı şirketin davacıdan isteyebileceği şey yapmış olduğu zorunlu giderlerden ibarettir. Oysa teknik bilirkişiden elde edilen raporlarda, şirketin taşınmazlara yapmış olduğu giderlerin zorunlu giderlerden olmadığı, değer artırıcı bir başka ifadeyle faydalı giderlerden bulunduğu bildirilmiştir. Bu açıklama karşısında, davalı şirketin taşınmazlara yaptığı zorunlu bir gider bulunmadığı, anlaşıldığına göre bu istek bakımından davalı şirket (karşı davanın davacısı) davasının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle kabul kararı verilmesi doğru değildir. O halde, davacının ve davalı Mine'nin temyiz itirazları belirtilen nedene hasren yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden tarafların vekilleri için 550.00'şer.-YTL. duruşma avukatlık parasının davalılardan alınıp, davacı vekiline verilmesine ve davacıdan alınıp davalı Mine vekiline verilmesine ve alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 15.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.