Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18282 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12453 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : LÜLEBURGAZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/09/2013NUMARASI : 2013/180-2013/412 Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenkisi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, vasiyetnamenin tenkisi isteğine ilişkindir. Davacı; mirasbırakan D.. K..'nin düzenleme şeklindeki vasiyetname ile kayden maliki olduğu 202 ada 13 parsel sayılı taşınmazı davalıların murisi U.. K..'ye bıraktığını, vasiyetname tenfiz edilerek taşınmazın anılan kişi adına tescil edildiğini, vasiyetname ile saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek payı oranında iptal ve tescil olmazsa tenkis isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, TMK'nin 571.maddesinde düzenlenen 1 ve 10 yıllık hakdüşürücü süreler içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği, toplanan deliller ve eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen belgelerden ; davacı M.. K..'nin “embesilite” rahatsızlığı sebebiyle Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.08.1991 gün 1991/561E-1991/784K sayılı kararıyla vesayet alınarak babası D.. K..'nin vasi atandığı, vasinin 18.03.2001 tarihinde ölümü üzerine Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.06.2001 tarihli iki ayrı ek kararıyla kısıtlı M.. K..'ye, A.. S..'in vasi atandığı ve Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2001/341 esas sayılı vasiyetnamenin açılması dosyasında kısıtlı M.. K..'yi temsil etmek üzere vasi A.. S..'e husumete izin kararı verildiği, yine anılan mahkemenin 28.09.2011 tarihli ek kararıyla A.. S..'in vasilik süresinin iki yıl daha uzatıldığı, kısıtlının duruşmalarda temsili için vasinin avukata vekaletname verdiği, vekilin temyize konu davayı açtığı, ancak eldeki davada kısıtlıyı temsil etmek üzere alınmış husumete izin kararının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin 8. bendinde de, vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir. Değinilen düzenlemeler karşısında, kısıtlı Mesut Kale adına eldeki davayı açan vasinin, vesayet makamından izin alması halinde taraf sıfatını haiz olacağı açıktır. Öte yandan, davada kanuni temsil 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 52.maddesi uyarınca bir dava şartı olup aynı kanunun 115/2. maddesi uyarınca “ Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. “ düzenlemesini içermektedir. Hal böyle olunca, mahkemece HMK'nın 115/2 maddesine göre işlem yapılması, vesayet makamından izin alması için vasiye süre verilmesi, izin alındığı takdirde işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.