Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1803 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12255 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/10/2006NUMARASI : 2004/2745-2006/851Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları adına 1950/208 sıra nolu tapu kaydının kadastro tespitinde 81 parselde adlarına revizyon gördüğünü, ancak tapu kapsamı içerisinde kalan yaklaşık 8000 m2 lik kısmın tespit harici bırakılıp, daha sonra idari yoldan Hazine adına tescil edilidğini ileri sürerek, dayanak tapu kapsamında kalan yerin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile 81 parsel sayılı taşınmaza ilavesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu taşınmazın tespit harici bırakıldığı, sonradan idari tescil suretiyle 683 parsel olarak Hazineye kayıtlandığı, davacıların tapu kapsamında kaldığını iddia ettikleri yerin yine Hazineye ait 6 imar parselinde kaldığı anılan kararın halen ayakta olduğu gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteklerinin dava değeri yönünden reddine karar verilip, gereği gör??şülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, öncesinde davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; "... davacıların 25.8.1950/208 sayılı tapu kapsamında kaldığı ileri sürülen çekişmeli taşınmazın, kadastro tespitinde tespit harici bırakılıp, idari yoldan 683 parsel olarak Hazineye tescil edildiği, imar uygulamasına tabil tutularak 6 imar parselinde kaldığı, idari kararla oluşan imar işleminin de ayakta olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği ..." gerekçesiyle bozularak, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın reddine karar verildiği görülmektedir.Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; davalı Hazine adına idari yoldan tescil edilen 683 parsel sayılı taşınmazın mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen krokide "A" ile gösterilen bölümünün davacıların dayandığı 1950/208 sıra nolu tapu kaydı kapsamında olduğunun belirlendiği anılan yerin imar uygulamasına tabi tutularak Düzenleme Ortaklık Payı ayrıldıktan sonra 3676 m2 lik kısmının 6 imar parselinde kaldığı, imar işleminin ayakta olduğu anlaşılmaktadır.Her nekadar, imar parseli idari işle dayanmakta ve işlem halen ayakta ise de davacıların tutundukları tapu kaydının sağladığı mülkiyet hakkı gözetildiğinde verilecek karar inşai değil açıklayıcı nitelikte olacağından, anılan yerin öncesinde de Hazinenin mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığına göre, Dairenin bozma kararının maddi yanılgıya davayı olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan, davacıların hak durumunun imar parseline yansıtılabileceğinde de kuşku yoktur.Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğacağı kuşkusuzsa da, yukarıda açıklandığı üzere maddi yanılgının varlığı usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldırır.Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.