MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/01/2012NUMARASI : 2010/894-2012/41Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı şirket vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.02.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat E.Ş.T.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, kat mülkiyeti kurulu yapıya monte edilen baz istasyonunun yıkımı isteğine ilişkin olup, Mahkemece,çekişmeye konu baz istasyonunun sağlık açısından zarar doğurduğu gerekçesiyle davanın, kabulüne karar verilmiştir.Davacı, kat maliki ve yöneticisi bulunduğu, kat mülkiyeti kurulu 84 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki apartmana, davalı Şirket tarafından, dava dışı S.A. ile aralarında düzenlenen 25/02/2000 tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca baz istasyonu kurulduğunu, kiralama yapıldığında diğer kat maliklerinin muvafakatının alınmadığını, daha sonra S.'in hissesini satarak taşınmazdan ayrıldığını, sözleşmeyi yenilememesine rağmen baz istasyonunun kaldırılmadığını, apartmanda yaşayan kişilerinin sağlığının da olumsuz etkilenmesi nedeniyle bütün apartman sakinlerinin oluru ile baz istasyonunun kaldırılması için 21.02.2010 tarihinde apartman yönetimi olarak karar aldıklarını, yönetim kararı doğrultusunda davalı Şirkete noter aracılığıyla ihtarname çekilmesine ve önceki malik S.ile yapılan kira sözleşmesinin de sona ermesine rağmen, davalı Şirketin, apartmana kurulmuş olan baz istasyonunu kaldırmadığını ileri sürerek, eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Öyleyse, özellikle dava dilekçesinin içeriğine ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davanın, Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde öngörülen mülkiyet hakkına dayalı olarak ve davalı Şirketin kiracılık savunmasına değer verilemeyeceği iddiasıyla açıldığı tartışmasızdır.O halde, Mahkemece, bu husus üzerinde durulmadan, istek dışına çıkılmak suretiyle ortak olarak kullanılan apartman dairesinin birinci katına kurulan baz istasyonunun, bilirkişi raporuna göre, ölçümleme sonuçlarının belirlenen standartlara aykırı olduğu, yaymış olduğu elektromanyetik radyasyondan davacı apartman yönetiminin ve apartmanda yaşayan kişilerin olumsuz etkilendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, istek dışına çıkılarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalı Şirket vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 12.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.