MAHKEMESİ: GEMEREK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 31/10/2006NUMARASI: 2006/97-262Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu ..ada ..parsel sayılı taşınmaz ile miras bırakanı N..Y..a ait .. ada ..parsel sayılı taşınmazlara davalıların müdahale ettiklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, aynı taşınmazlarla ilgili taraflar arasında görülüp sonuçlanan, ancak henüz kesinleşmemiş dava dosyası bulunduğunu, o dosyada davacının taşınmazına elatmalarının bulunmadığı hususunun açığa çıktığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, her iki davanın konusu, müddeabihi ve taraflarının aynı olduğu gerekçesiyle derdestlik itirazının kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Davalı, derdestlik itirazında bulunmuş, mahkemece derdest dava bulunduğu gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Davacı, davalılar aleyhine açtığı Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/226 esas, 2005/61 karar sayılı dosyasındaki elatmanın önlenmesi davasında yerel mahkemenin kararını vermesinden sonra davalıların yeniden taşınmazlara müdahale ettiklerini ve sözkonusu müdahalenin halen devam ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere, derdestlikten söz edilebilmesi için birinci davanın görülmekte (derdest) iken ikinci davanın açılması, bir başka anlatımla her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava nedeninin aynı olması gerekir. Her ne kadar çekişmeli taşınmazlar aynı ise de iki davanın sebepleri farklıdır. Elatmanın önlenmesi haksız eylem olduğundan devam ettiği sürece her zaman dava açılabilir.Kaldı ki, daha önce açılan aynı isteği içeren davanın elatma olgusunun bulunmadığı gerekçesiyle redle sonuçlandığı ve kararın temyizi üzerineDairece onandığı, karar düzeltme yoluna gidilmeyerek 13.9.2006 tarihinde kesinleştiği sabittir. Öyle ise derdest davanın varlığından sözedilemez.Bu nedenle, yeni meydana gelen vakıalara dayanarak açılan ikinci davada, ilk davada kurulan hükmün kesinleşmesi karşısında derdest olduğu ileri sürülemez, davanın dinlenmesi gerekir. O halde, ikinci davanın esasına girilip, müdahalenin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.