Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17920 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18573 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KURŞUNLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2012/39-2013/67 Taraflar arasında görülen vasiyatnâmenin tenkisi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, vasiyetnamenin tenkisi isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı H.. ..ı'nın, Kurşunlu Noterliğinin 03/03/2010 tarih, 408 yevmiye nolu düzenleme şeklinde vasiyetnamesiyle 113 ada 163, 114 ada 61, 113 ada 10, 109 ada 347, 107 ada 149 ve 109 ada 348 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini davalıya bıraktığını, vasiyetname nedeniyle saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek, vasiyetnâmenin tenkisi isteğinde bulunmuştur. Davalı Sare, mirasbırakan H.. K..'ya baktığı için davaya konu taşınmazların lehine vâsiyet edildiğini, davacının ise mirasbırakan ile ilgilenmediğini, şimdi hak iddiasında bulunmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının, ölüme bağlı tasarrufun tenkisi davasını tek başına açmaya ehil olmadığı, murisi Hacer Kavaklı'nın başka mirasçılarının olduğu bu sebeple verilen 4 haftalık kesin süre içerisinde davacının diğer mirasçıların davaya katılmas??nı sağlamadığı ve muvafakatlarını almadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir Dosya içeriğinden, toplanan delillerden mirasbırakan H.. K..'nın 4.4.2011 tarihinde öldüğü, oğlu olan davacı ile dava dışı çocukları ve torunlarının mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın, Kurşunlu Noterliğinin 03/03/2010 tarih, 408 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnâmesi ile çekişme konusu taşınmazlardaki paylarını ölümünden sonra hüküm ifade etmek üzere davalıya vasiyet ettiği, vasiyetnâmenin 21.09.2011 tarihinde açıldığı, davacının vasiyetname nedeniyle saklı payının ihlâl edildiğini ileri sürerek yasal süre içerisinde tenkis isteğiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, saklı paylı mirasçılar, saklı paylarını alamadıkları takdirde, başka bir ifadeyle saklı paylarının ihlal edilmesi halinde mirasbırakanın, tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarrufları hakkında tek başına tenkis davası açma hakkına sahiptirler. Somut olayda da, davacının tek başına tenkis davası açabileceği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca; davacının tenkis isteğine ilişkin olarak işin esasına gerilmesi, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.