MAHKEMESİ: İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/10/2006Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalılar adına kayıtlı ..ada .. parsel sayılı taşınmazın 150 m2’lik kısmının kıyıda kaldığını ileri sürüp bu kısmın tapusunun iptali ile terkinini, taşınmaz üzerindeki yapıların yıkımını ve davalıların elatmasının önlenmesini istemiştir.Davalılar, kıyı kenar çizgisinin iptaline ilişkin olarak İdare Mahkemesinde dava açtıklarını, İdare Mahkemesi kararının bekletici mesele yapılması gerektiğini, taşınmazdaki yapının çok eski ve ruhsatlı bir yapı olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu taşınmazın 104 m2’lik kısmının onanlı ve yasalara uygun belirlenip kesinleştiği İdare Mahkemesi kararıyla da sabit olan kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimiraporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.-KARAR-Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve terkin, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu ..ada ..nolu parselinin kayden davalılara ait olduğu görülmektedir.Mahkemece, yapılan araştırma ve uygulama sonunda elde edilen bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen 104 m2 sinin eskiden belirlenen ve idari yargıdanda geçmek suretiyle kesinleşen çizgi ile belirlenen çizginin örtüştüğü ve buna göre anılan bölümün 3621 Sayılı Yasanın 4.maddesi uyarınca kıyı içinde kaldığı saptanarak, bu kısma ilişkin tapu kaydının sicilden terkini ile davalıların elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davacı Hazinenin tüm, davalıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddineDavalıların, çekişme konusu taşınmaza bina yaptıkları ve anılan binanın bir bölümünün kıyı içerisinde kaldığı sabittir. O halde yıkım isteğinin kabul edilmiş olması kural olarak doğru ise de anılan binanın eski eser niteliğinde bulunduğu ve koruma kurulunun almış olduğu ve sicile yansıyan kararı ile korunması gerekli yapı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, bu belirlemeye göre yıkım isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yapının yıkımına da karar verilmiş olması doğru değildir.Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,22.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.