Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17785 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7476 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/09/2013NUMARASI : 2012/552-2013/457Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalılar vekilleri tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.11.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat K.. S.. ile diğer temyiz edenler vekili Avukat İ.. N.. geldiler,duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, yapı bedeli ödenmek suretiyle el atmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 36555 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 14.2.1992 tarihinde R..Ş.. ve Y.. T.. adlarına imar uygulaması ile oluştuğu, daha sonra Yusuf'un payının intikal ve pay temliki yoluyla davacı mirasçıları adına tescil edildiği, Rıza'nın payının da 2012 yılında satış yoluyla davacı oğulları R.. Ş.. ve H.. Ş..'e temlik edildiği, ayrıca davacılar H.. B.. ve T.. B..'ın da taşınmazda satınalma ve trampa yoluyla pay edindikleri, davalıların imar parselinde ve geldisini oluşturan kadastral 3379 ada 23, 24 ve 26 no'lu parsellerde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının olmadığı, dava konusu taşınmazda 5 ve 5/A kapı no'su ile gösterilen tek katlı gecekondu, tek katlı kömürlük, tek katlı dükkan ve garaj bulunduğu, gecekondunun 1972'de davacı Resul tarafından yapıldığı, 11.3.1986 tarihinde Resul'a (kadastral) 3378 ada 15 parsel için tapu tahsis belgesi verildiği, ancak parselin şahıs parseli olması nedeniyle 30.9.2010 tarihli Encümen kararı ile tapu tahsis belgesinin iptal edildiği anlaşılmaktadır.Davalılar, çekişme konusu taşınmazda kullandıkları kısmı davacılardan R.. Ş..'den 15.10.1999 tarihli enkaz satış senedi ile aldıklarını o tarihten itibaren taşınmazı iyiniyetli olarak kullandıklarını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.Hemen belirtilmelidir ki, tapuda kayıtlı olan bir taşınmazın Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Borçlar Kanununun (BK) 213 ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri hükmü uyarınca, resmi olarak yapılmayan satışına değer verilemez. Ne var ki, haricen satın alma olgusu satın alan bakımından TMK’nun 994. maddesi ve 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelden kaynaklanan kişisel hak sağlar. Bu durum da, bedel ödenmedikçe taşınmazı haricen satın alanın taşınmazdan tahliye edilmesi istenemez. Başka bir ifade ile değinilen kişisel hak kural olarak satın alan yararına taşınmazı kullanma bakımından hapis hakkı sağlayacağı kuşkusuzdur.Genel ilke bu olmakla birlikte, davalıların taşınmazı haricen satın aldığı kişi ile aralarındaki sözleşmeye dayalı harici satış bedelinden kaynaklanan kişisel hakkını kendi bayiine karşı ileri sürebileceğinden davacıların mülkiyet hakkı karşısında haricen satın almaya ( kişisel hakka) değer verilemez. Böylesi bir durumda davalıların haricen satın almadan kaynaklanan hapis hakkına sahip olmayacağı da açıktır.Bu durumda TMK’nun 683. maddesinden kaynaklanan davacıların mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle kayden davacılara ait imar parseline davalıların müdahalesi saptanarak elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacıların temyizine gelince;Ne var ki; arzın mütemmim cüz'ü (bütünleyici parçası) olan muhtesatların, zeminin mülkiyetine tabi olmaları nedeniyle ( TMK'nın 684.maddesi) 15.10.1999 tarihli enkaz satış senedi, o tarihte paydaş olmayan Resul'den gecekonduyu haricen satın alan davalılara bir hak bahşetmeyeceğinden yapı bedeli ödenmeden yıkıma karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacılar vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.