MAHKEMESİ : ÜNYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2008/476-2013/425Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile; dava konusu 1028 ada 7 parselin (eski 94 parsel) davacı, davalılar Nihal, Seval ve Zeliha ile dava dışı Pakize adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, ancak anılan taşınmazın davalılar Nihal, Seval ve Zeliha tarafından kullanıldığı saptanarak davacının payı oranında ecrimisile hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar Nihal, Seval ve Zeliha'nın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davalılar Nihal, Seval ve Zeliha'nın dava konusu 105 ada 9 parsel (eski 51 parsel) sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; anılan parselin taraflar ve dava dışı Pakize adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu sabittir.Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Somut olaya gelince, dinlenen davacı tanığı Mustafa Aydın, dava konusu 105 ada 9 parseldeki (eski51 parsel) fındık ürününün 1/3'nün davacı tarafından toplandığını bildirmiş, yine yargılama sırasında ölen davalı Hacer'in mirasçısı olan Yaşar da 04.08.2011 tarihli dilekçesinde anılan parselde davacının fındık topladığını belirtmiştir.9 sayılı parseldeki üründen davacı da yararlandığına göre, ecrimisil koşullarının oluştuğundan sözedilemez.Hal böyle olunca, dava konusu 105 ada 9 parsel (eski 51 parsel) bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu parsel yönünden de ecrimisile karar verilmiş olması doğru değildir. Davalılar Seval, Nihal ve Zeliha'nın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinededir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.