Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17414 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12971 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: GİRESUN 2. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/04/2013NUMARASI: 2013/68-2013/280Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Davacı, miras bırakanı M. kızı M..'ye ait olan 435 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında murislerinin adının M.. olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kaydının nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacının tapu kaydında M.kızı M. olarak yazılan kaydın M.kızı M. olarak düzelttirmek istediği, nufus müdürlüğünden gelen cevabi yazıda M. kızı (M.ve H. kızı, 1876/Giresun doğumlu olup 1915 yılında vefat eden) M.isimli başka bir kişinin bulunduğunun belirtildiği, taşınmazı kullanan N.G.'in taşınmaz sahiplerinin İstanbul'da oturduğunu ve senede bir görüştüklerini ifade ettiği ancak kimler olduğunu bildirmediği anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu nedenle kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Somut olayda, mahkemece 1876 doğumlu M. mirasçılarının taşınmaz üzerinde hak iddia edip etmedikleri araştırılmadığı gibi taşınmazı kullanan kişinin de taşınmazı kimin adına kullandığının tespit edilmediği ayrıca dava konu taşınmazın tesciline dayanak teşkil eden kayıt ve belgeler de getirtilip incelenmeden karar verildiği görülmektedir.Hal böyle olunca, 1876 doğumlu M.ve H. kızı M.mirasçılarının tanık sıfatıyla dinlenmesi, N. G.'in taşınmazı kimin adına kullandığının belirlenmesi ve dava konu taşınmazın tesciline dayanak teşkil eden kayıtlar ile mirasbırakanın anne-baba ve kardeşlerini gösterir nufus kayıtları da incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir. Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.