MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KİMLİK BİLGİLERİNİN DÜZELTİLMESİYanlar arasında görülen kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu,açıklamaarı dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Talep, 163 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz bakımından “soyadının” hatalı yazıldığı iddiasıyla kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, talebin kabulüne karar verilmiş, hüküm ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Hukuk Muhakameleri Kanununu geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin Tapu Müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir.Bu tür kayıt düzeltme veya tespit taleplerinde, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.3-Nüfus Müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadıkları araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak çekişmeli taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup- bulunmadığı kendilerinden sorulmalıdır.4-Talep konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yer aldığından yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; çekişme konusu 163 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın 28/06/1971 tarihli kadastro tespit çalışmaları sırasında 02/12/1957 tarih, 169 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak ....oğlu, ... adına tespitinin yapıldığı, anılan tapu kaydının geldisinin 02/12/1957 tarih ve 72 sıra nolu tapu kaydı olduğu, dayanak tapu kayıtlarında da soyadının ... olarak geçtiği, 28/06/1971 tarihli tespite ismail oğlu, ... tarafından 03/01/1972 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, 26/09/1972 tarihli imzalı beyanı ile de itirazından vazgeçerek, tespit gibi tesciline karar verilmesi isteğinde bulunduğu, ilgili dilekçelerin muhtar, bilirkişiler, komisyon başkan ve üyelerince imza altına alındığı, Nüfus Müdürlüğünce yapılan araştırmada ...İlçesi, ... ve ... nüfusuna kayıtlı İsmail oğlu, .... adlı kişilerin kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece yerinde uzman bilirkişiler eşliğinde yapılacak uygulamada tespit bilirkişilerinin özellikle kadastro tespitine itiraz ve itirazdan vazgeçmeye ilişkin imzalı belgede adı geçenlerin dinlenmesi, dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip kişilerin veya mirasçılarının dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup-bulunmadığının kendilerinden sorulması, çekişmeli taşınmazın halen kim veya kimlerin zilyetliğinde olduğunun, tanıklar ve anılan kişiler taşınmaz başında dinlenerek açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuç çerçevesinde mülkiyet aktarımına yol açmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı ... Sicil Müdürlüğünün bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.