MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2007NUMARASI : 2004/1570-2007/962Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 7 parsel sayılı taşınmazına, komşu parsel maliki davalının kendi taşınmazına yaptığı binanın tecavüzlü olduğunu ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazların bulunduğu adada sınır kaymalarının olduğunu iyiniyetle inşaata yaptığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının iyiniyetli olduğunun ispatlanamadığı, kaçak olması nedeniyle yapısı hakkında yıkım kararı verildiği ve müdahalenin keşfen belirlendiği gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 7 parsel sayılı taşınmazın davacı 6 parsel sayılı taşınmazın ise davalıya ait olduğu kayden sabittir.Davacı, davalının taşınmazına yapmış olduğu binanın saçak ve yapı itibarıyla, maliki olduğu 7 nolu taşınmaza taşkın bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece 20.12.2004 tarihli bilirkişi raporu ve buna bağlı krokisi esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının binası ile binanın saçak kısmının davacı taşınmazına tecavüzlü olduğu bildirilmiş ve eki olan krokide tecavüzlü bölümün yeşil ile taranmak suretiyle işaret edilmiştir.Buna göre taşkın olduğu kabil edilen bu bölümün davacıya ait 7 parsel içerisinde değil, aksine davalıya ait 6 parsel içerisinde kaldığı görülmektedir.O halde, rapor ile düzenlenen krokisinin birbirine uyumlu olduğu söylenemez.Başka bir ifade ile birbirleri ile çelişkili olduğu tartışmasızdır.Öyle ise, çelişkili rapor ile kroki esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Hal böyle olunca, rapor ve kroki arasındaki çelişkinin giderilmesi 3.kişiden oluşan bilirkişi aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılması gerçekten bir tecavüzün bulunup bulunmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde saptanması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.