Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17225 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13065 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: HASSA SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/03/2013NUMARASI: 2012/388-2013/110Yanlar arasında görülen tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Talep, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.İlgili Tapu Sicil Müdürlüğü, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kayıt maliki ile davacının miras bırakanı M.A.'nin aynı kişi olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, davacının talep konusu 1350 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 'M.' olması gereken adının 'M. A.' yazıldığını ileri sürerek, adının nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, 14. Hukuk Dairesince, kadastro tutanağındaki bilgilere göre taşınmazda davacının malik olmadığı, babasının malik olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğine değinilerek bozulduğu, davacının bozma sonrası talebini ıslah ederek, babası M.A.'nin malik olduğu 1350 parsel (208 ada 1 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydında babasının soy adının 'Çirkin', baba adının 'M.' olarak düzeltilmesini istediği, mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiği, görevli mahkemece yapılan yargılama neticesinde kayıt malikinin baba adının M. olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere ıslah, 6100 s. HMK'nun 177/1 maddesine göre tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilen bir usul işlemidir. Öte yandan, 4.2.1948 tarih ve 10/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca hüküm bozulduktan sonra ıslah yolundan faydalanmak mümkün değildir.Hal böyle olunca, 14. HD bozma ilamından sonra mahkemece bozmaya uyulduğundan ve bozma sonrası ıslah mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.