MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,KALYanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, kal davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, taraflar adlarına kayıtlı 13 ve 14 sayılı parsellerin yenileme kadastrosu sonucu oluştuğu; davacının, taşkın yapılanma nedeniyle eldeki davayı açtığı; davalının ise, yıkımı istenen yapıyı yenilemeden önce kendi parsel sınırları içerisine inşa ettiğini belirtip temliken tescil savunmasında bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, yapılan soruşturmanın hükme yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.Bilindiği üzere, taşkın yapılarda, sosyal ve ekonomik bir değeri yok etmemek ve yapının bütünlüğünü korumak amacıyla kanun koyucu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 722, 723 ve 724. maddelerinde öngörülenlerden daha değişik ilkelere ihtiyaç duymuş bu nedenle 725. madde hükmünü getirmek zorunda kalmıştır. Söz konusu maddeye göre "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur." Böyle bir irtifak hakkı yoksa, durum ve koşullar haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir.Diğer taraftan, TMK'nın 725.maddesine dayalı temliken tescil talebi ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağı da kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davalının temliken tescil savunması bakımından TMK'nın 725. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.