Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1707 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12047 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: AĞRI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/06/2007NUMARASI: 2006/77-2007/264Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, kayden maliki olduğu dava konusu 153 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı şirketler tarafından baz istasyonu kurularak haksız olarak elatıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Davalılar, kiracılık savunmasında bulunarak davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, davalı şirketlerle kira sözleşmesi yapıldığı gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeniyle reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Asıl ve birleşen davalar, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davaların konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden, davacı hazinenin kayden maliki olduğu 153 ada 1 parsel sayılı taşınmazına davalılardan Turkcell A.Ş. tarafından haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın elatıldığı iddiası ile dava açıldığı, daha sonra aynı taşınmaza Telsim A.Ş tarafından elatılması üzerine açılan diğer davanın eldeki dava ile birleştirildiği görülmektedir.Davacı hazine vekili son oturumda davalılarla kira sözleşmesi yaparak anlaştıklarını, davanın konusuz kaldığını belirterek, davanın karara bağlanmasını istemiştir.Mahkemece, davacı vekilinin bu beyanı dikkate alınmak suretiyle davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.Ancak mahkemece, aynı taşınmazla ilgili olarak farklı davalılar aleyhine açılan iki davanın birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleştirilen davaların tahkikat safhası müşterek olmakla birlikte, nihai olarak kurulacak hükümle her iki dava hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur. Hemen belirtmek gerekirki, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan davaların birleştirilmesi (HUMK. Mad. 45) yargılamanın selameti açısından zorunlu ise de, birleştirilen her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulacağı ve birleşse dahi müstakil dava olma niteliğini koruyacağı kuşkusuzdur. O halde, birleştirilen dava bağımsızlığını koruduğundan asıl dava ile birleştirilen davadaki taleplerle ilgili olmak üzere ayrı ayrı hüküm oluşturulması ve yargılama giderlerinin de her iki dava için ayrı ayrı hesap edilmesi zorunludur. Öte yandan, birleştirilen davalarda, her davanın ayrı bir vekâlet ücretine tabi olacağı Avukatlık ücreti tarifesi hükümlerine göre tartışmasızdır.Hal böyle olunca, yukarıda değinildiği üzere, birleşen davaların her biri için ayrı hüküm kurularak, her bir dava için ayrı ayrı taraf yararına vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken yazılı olduğu üzere tek bir vekalet ücretine karar verilmesi doğru değildir.Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md.gereğince HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.