Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17042 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13343 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİYanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, ecrimisil isteği yönünden mahkemenin görevsizliğine, elatmanın önlenmesi (tahliye) isteği yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ecrimisil (kira) ve elatmanın önlenmesi (tahliye) isteğine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi (tahliye) isteği yönünden isteğin reddine, ecrimisil (kira) alacağını isteği yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.Davacının, dava konusu taşınmazı diğer paydaşın davalıya kiraya verdiğini, kira sözleşmesine katılımının ve onayının bulunmadığını ileri sürerek elde edilen kira gelirlerinin yargılama sonuçlanıncaya kadar kendisine ödenmesi ve taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 2. maddesi gereğince “(1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. “ Türk Medeni Kanunu'nun 691. maddesi gereğince de paylı mülkiyette “ İşletme usulünün veya tarım türünün değiştirilmesi, adî kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmelerin yapılması veya feshi, toprağın ıslahı gibi önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesi gerekir.“ Somut olayda, mahkemece alacak isteği yönünden mülkiyet hakkına dayanıldığı tespit edilerek görevsizlik kararı; tahliye isteği yönünden ise davacı ve davalı ...'nun ½ pay ile malik oldukları, diğer davalının kira sözleşmesine dayalı olarak taşınmazı kullandığı, davacının kira sözleşmesinin tarafı olmadığından tahliye isteğinde bulunamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, taşınmazda davacı ve davalının ½ pay ile malik oldukları ve geçerli bir kira sözleşmesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, her iki istek yönünden de görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olmasına karşılık, talepler ayrılarak birisi hakkında görevsizlik diğeri hakkında ret kararı verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.