MAHKEMESİ: NİKSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/07/2007NUMARASI: 2006/138-2007/228Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden 186 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının komşu 2017 ve 2018 parsellerin maliki olduğunu, davacının imara aykırı olarak iki parsel arasında bırakılması gereken boşluğu bırakmadan inşaat yaptığını, bu durumun komşuluk hukukuna da aykırı olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ile davalının arsası üzerindeki binasının yıkılarak eski hale getirilmesi isteklerinde bulunmuştur.Davalı, dava imara aykırılığın giderildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının yıkım talebinin reddine, davacının komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi talebinin kabulü ile davalının 2024 parseline aydınlatma maksatlı pencere yapmak suretiyle elatmasının önlenmesine karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüld -KARAR-Dava komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden toplanan delillerden, davacının 186 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, davalının da komşu 2017 ve 2018 parselin tevhidi sonucu oluşan 2024 parsel sayılı taşınmazın sahibi olduğu anlaşılmaktadır.Davalının kendi taşınmazına imara aykırı olarak ve çekme mesafelerine uymadan bina inşaa ettiği, davacı parseline bakan cepheye de 30cm 40cm ebatlarında havalandırma ve aydınlatma amaçlı pencere yaptığı anlaşılmaktadır. Davacının anılan imara aykırı bina nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleriyle eldeki davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, sırf imara aykırılığın idareyi ilgilendirdiği, davalının davacı parseline yönelik bir elatmasının bulunmadığı gerekçesiyle davacının yıkım talebinin reddine, davalının komşuluk hukukuna aykırı olarak davacıya bakan cepheye açtığı pencere nedeniyle elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidirki; Türk Medenı Kanununun komşuluk hukukunu düzenleyen 737.ve takip eden maddeleri uyarınca, komşuluk hukukunun ihlal edildiğinin kabul edilebilmesi zarar koşuluna bağlıdır. Bir kimsenin kendi mülkiyet alanında yaptığı yapının yada tasarrufunun komşu taşınmaz malikine bir zarar verdiği kanıtlanmadığı taktirde, bu halin çekişme olarak nitelendirilmesi ve giderilmesi düşünülemez. İmara aykırılık ise idare ve idari yargıyı ilgilendirir. Komşu parsel yönünde pencere açılmış olması malikin Türk Medeni Kanunun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkının kullanılmasından ibaret olup, başlı başına komşuluk hukukuna aykırılık teşkil etmez. Bu hususta ileri sürülebilecek mahremiyet iddiasının da geçerli bir giderim nedeni olarak kabul edilmesine olanak yoktur. Belirtilen bu ilkeler, somut olayla birlikte değerlendirildiğinde, davalı binasındaki pencerelerin davacıya bir zararı bulunduğu kanıtlanamadığı düşünülerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir. Davalını temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.ma desi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.