Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1702 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12020 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: ELMALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/07/2007NUMARASI: 2006/35-2007/161Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava konusu 23 ada 9 parsel sayılı taşınmazın miras bırakanları Me... ait olduğunu, miras bırakanın vasiyetnamesi ile dava konusu taşınmazda bulunan evi mirasçılarına vasiyet ettiğini, vasiyetnameye göre davalının oturduğu 3.katın kendisine vasiyet edildiğini ileri sürerek vasiyetname gereğince evin 3.katında oturma hakkının bulunduğunun tapuya şerh verilmesi ile davalının elatmasının önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile davacının vasiyetname gereğince evin 3. katında davacının oturma hakkının bulunduğunun tapunun beyanlar hanesine şerhine, 3. kattaki eve davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiştir.Karar, davalı K....A....tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden, çekişme konusu 9 parsel sayılı taşınmazın taraflarla birlikte dava dışı kişilerin miras bırakanı M... A...... adına kayıtlı olduğu ve taşınmaz üzerinde yapıların bulunduğu, miras bırakanın sağlığında Elmalı Noterliğinin 19.6.1986 tarih 5879 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde vasiyetnamesi ile maliki olduğu taşınmazındaki evlerin kimlere ait olacağını belirledikten sonra her bir bölümünde kimlerin sükna sahibi olacağını kararlaştırmış olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre, çekişme konusu 3. katta bulunan bölümün davacıya bırakıldığı tartışmasızdır.Öte yandan, anılan bu bölümün davalı tarafından tasarruf edildiği de dosya kapsamı ile sabittir.O halde, miras bırakan öldüğüne göre terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, tarafların taşınmazın irsen maliki bulundukları TMK’nun 705. md.hükmü gereğidir.Elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmazlarla ilgili ortaklar arasında çıkan çekişmelerde Türk Medeni Kanunun paylı mülkiyet hükümlerinin gözetileceği ve bu hükümler çerçevesinde çekişmenin çözüme kavuşturulacağı açıktır.Buna göre miras bırakanın yazılı olarak yapmış olduğu bu düzenleme ile taşınmazın kullanım tarzını belirlediği ve mirasçılarında buna karşı çıkmadıkları gözetildiğinde bunun tüm mirasçılarını bağlayacağı kuşkusuzdur.Mahkemece bu ilkeler ve olgular gözetilmek suretiyle davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.ReddineAncak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun şerhler başlığını taşıyan 1009,1010 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 54,55,60 ve 61. md.lerinin düzenlemesinde hangi hakların kütüğün şerhler ve beyanlar hanesinde gösterileceği açıkça belirtilmiştir.O halde, çekişmeli bölümün kullanımının davacıya ait olacağı şeklinde sicile düşürülen şerhin yukarıdaki yasal düzenlemeler gözetildiğinde yasal olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Diğer taraftan kabul tarzı itibarıyla da, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden vekalet ücretinin karar altına alınması gerekirken, keşfen belirlenen ancak harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden fazla avukatlık ücreti takdir ve tayin edilmiş olması da isabetli değildir.Hal böyle olunca,davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.