MAHKEMESİ : ADIYAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/01/2013NUMARASI : 2012/156-2013/57Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, itirazın iptali ile icra, inkar tazminatı ödenmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve asıl alacağın %20'si oranında icra, inkar tazminatına hükmedilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının dava konusu 400 parsel sayılı taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davalının kullandığını ileri sürerek 2010-2011 dönemi için 25.10.2011 tarihinde 2.906.46-TL ecrimisil ödenmesini içeren ihbarname gönderdiği, bilahare Adıyaman 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/184 E. sayılı dosyası ile 2.906,47-TL asıl alacak ve 22,53 TL de işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.929,00-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının itirazıyla takibin durması üzerine davacının eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem olduğu, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın da tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olayda mahkeme, takibe konu edilen ecrimisil isteminin haklı olup olmadığını saptamadan ecrimisil miktarının belirlenmesinin idarenin tasarrufunda olması ve yargılamanın konusunu teşkil etmemesi gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.Diğer taraftan ecrimisilin varlığı ve miktarı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği gibi alacak da likit olmadığından icra inkar tazminatı isteğinin de kabulüne karar verilmesi de isabetli olmamıştır.Hâl böyle olunca öncelikle dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydı getirtilerek, davacının kayda dayalı bir hakkı olup olmadığının belirlenmesi, hak sahibi olması durumunda mahallinde keşif yapılarak taşınmazda davalının kullandığı kısım üzerinden yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ecrimisil hesaplanması ve hasıl olacak sonuca bir göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.