MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2013NUMARASI : 2012/54-2013/414Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı H.. M.. ve dahili davalı M.. M.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 50 parsel sayılı taşınmazda davalılar ile dahili davalı Muhammet'in paydaş oldukları, 49 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payında davalıların verasette iştirak halinde malik oldukları, geri kalan 1/2 payın ise davalı Hüseyin adına kayıtlı bulunduğu, 50 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşı olan H.. Ö..'in intikalen adına tescil edilen payını 14.10.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile Muhammet'e sattığı ve dahili davalı Muhammet tarafından Hamide aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası ile taşınmazdaki 1/5 payın tapusunun iptali ile Muhammet adına tesciline karar verilerek anılan pay ile Muhammet'in taşınmazda önceden satın aldığı payın tevhidi sonucunda 6/10 payın 07.02.2006 tarihinde Muhammet adına tescil edildiği, keza dava dışı Hamide'nin 49 parsel sayılı taşınmazdaki payını da davalı Hüseyin'e 18.09.1996 tarihinde satış suretiyle devrettiği görülmektedir. Davacı, davalılar ile anne bir üvey kardeş olduğunu ve mirasçı olmasına rağmen davaya konu 49 ve 50 parsel sayılı taşınmazların intikalinde kullanılan mirasçılık belgesinde mirasçı gösterilmemesi sebebiyle taşınmazların muris M.. M..'a ait olan 1/2 payının davalılar adına intikalen tescil edildiğini, kesinleşen Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.10.2009 tarihli 2009/544-1237 E.K sayılı verasetin iptaline ilişkin kararı ile mirasçı olduğunun saptandığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı, veraset belgesinin iptaline ilişkin kesinleşen mahkeme kararı göz önüne alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.Ne var ki, paylı mülkiyet üzere olan dava konusu 50 parsel sayılı taşınmazın paydaşı dahili davalı Muhammet ile davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, Muhammet hakkında ayrı bir dava açılmak ve eldeki dava dosyası ile birleştirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, davaya dahil edilerek hakkında karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, mirasçı Hamide'nin 49 parsel sayılı taşınmazdaki verasette iştirakli payını davalı Hüseyin'e dava tarihinden önce 18.09.1996 tarihinde devrettiğine göre Hamide'ye ait payın da davalı Hüseyin adına tesciline karar verilmesi gerekirken, Hamide'nin eldeki davada taraf olmadığı hususu göz ardı edilerek, 49 parsel sayılı taşınmazdaki 23/240 payın Hamide adına tesciline karar verilmiş olması da isabetsizdir. Davalı Hüseyin ve dahili davalı Muhammet'in bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.