Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16960 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12310 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Yanlar arasında görülen tapu iptali – tescil ve elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 29.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, imar planının iptali nedeniyle kadastral parsellerin ihyası suretiyle tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteğinin kısmen kabulü ile 2015 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın reddine, 1142 parsel bakımından kabulüne karar verilmiş, elatmanın önlenmesi isteği yönünden ise bir hüküm tesis edilmemiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1142 parsel sayılı taşınmazın 3000/6280 payının davacı, kalan payların ise dava dışı kişiler adına kayıtlı iken bu kişilere ait payların davalı ... tarafından kamulaştırılması nedeniyle 16.12.1992 tarihinde Belediye adına tescil edildiği, taşınmaz bu şekilde davacı ve davalı adına kayıtlı iken 11.09.1995 tarihinde ilan edilen imar planında çekişme konusu taşınmazın pazar yeri ve belediye rant alanında kalması nedeniyle imar planının iptali isteğiyle davacının idare mahkemesinde dava açtığı, ... 1.İdare Mahkemesinin 1998/475 E.- 2000/2384 sayılı kararı ile 1/1000 ölçekli imar planının çekişmeli taşınmaza ilişkin kısmının iptaline karar verildiği, kararın ... 6. Dairesince onanmak suretiyle 16.10.2002 tarihinde kesinleştiği, öncesinde ise dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede bir imar uygulamasının yapıldığı ve bu uygulama nedeniyle 1142 kadastro parselinin kütük sayfasının 10.05.1996 tarihinde kapatılarak, anılan taşınmazın 110 ada 1, 115 ada 4, 118 ada 1, 119 ada 8, 120 ada 1, 140 ada 15, 133 ada 1 ve 144 ada 1 sayılı imar parsellerine revizyon gördüğü, yapılan uygulama sonucunda 1142 kadastro parselinin zeminde bulunduğu yerin imar uygulaması ile davalı ... adına tescil edilen 144 ada 1 sayılı imar parseli kapsamında kaldığı ve üzerinde belediye hizmet binası ile pazar yerinin bulunduğunun rapor edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, yapılan imar planının çekişmeli taşınmaza ilişkin bölümünün iptali sonucunda, bu imar planına dayalı olarak yapılan imar uygulaması ve kamulaştırma işlemlerinin de dayanaktan yoksun hale geldiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının elatmanın önlenmesi isteği hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz ise de temyiz edenin sıfatı bakımından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır. Davalının temyiz sebeplerine gelince, iptali istenilen imar parsellerine ait tapu kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlem imar planından sonra 10.05.1996 tarihinde İmar Kanunun 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasıdır. İmar uygulamasına ilişkin idari işlem ayakta durduğu sürece de tapu iptali ve tescil isteğinin dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan imar uygulamasına karşı iptal isteğinde bulunulup bulunulmadığı belli değildir. O halde, mahkemece 10.05.1996 tarihinde yapılan imar uygulamasının geçerli ve halen ayakta olup olmadığının araştırılarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan, imar uygulaması öncesinde davacı ve davalı ... adına paylı mülkiyet esaslarına göre kayıtlı olan ve eski hale dönüştürülmesine karar verilen 1142 sayılı kadastro parselinde davalı payı gözetilmeksizin tamamının davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 29.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.