MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİLYanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.11.2013 Cuma günü saat 9.59 da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalılar ...'a dava dilekçesinde bildirilen “ ... Köyü/ ... ” adresinde, daimi işçisi olduğu belirtilmek suretiyle diğer davalılardan ... imzasına tebliğ edildiği, ne var ki davalıların adı geçen kişinin daimi çalışanları olmadığını, sadece köydeki bir kısım tarlalarını kiralayan kişi olduğunu, kendilerinin de uzun yıllardır ....'da ve ...'e bağlı ... köyünde oturduklarını belirterek tebligatın usulüne uygun yapılmadığını ileri sürdükleri, yargılamaya katılmadıkları, mahkemece yapılan araştırma sonucunda da davalıların adres kayıt sistemindeki adreslerinin tebligatların yapıldığı ... köyünde bulunmadığının saptandığı, bu durumda davalılara yapılan dava dilekçesi ile duruşma günü tebligatlarının usulsüz olduğu ve taraf teşkilinin usulüne uygun şekilde tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 1086 Sayılı HUMK' nun 73. maddesi (6100 Sayılı HMK’nun 27. maddesi) hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitinin yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş,5490 sayılı ... Hizmetleri Kanununun 48. ve diğer maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür. Öncelikle; yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümleri şeklidir. Bu nedenle, tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur. O halde, yukarıda belirtilen işlemler yapılmaksızın ve ilkeler göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olduğu kabul edilemez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS'nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu durumda dava dilekçesinin tebliğinin yöntemine uygun olduğu söylenemez. Bunun sonucu olarak davalıların eldeki davada savunma hakkını kullanamadıkları ortadadır. Hal böyle olunca; usulüne uygun olarak davalılara dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra, yanların gösterecekleri kanıtların eksiksiz olarak toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalıların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.