MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNATYanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili Avukat, davalı ... vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın ise kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı tarafından, 16.3.2004 tarihli akitle 4797 parseldeki payının davalı ...'a, ondanda 23.7.2004 tarihinde diğer davalı ...'a satış suretiyle temlik edildi??i anlaşılmaktadır.Davacı, anlaşmaya göre davalı ...'ın taşınmazda su kuyusu açarak ortak işletilmesi ve sonrasında bedelsiz verilen payın yarısının iadesinin kararlaştırıldığını, ancak artezyenin çalışır duruma getirilmediği gibi taşınmazında iade edilmediğini, davalılar arasındaki temlikinde danışıklı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalılar ise iddiaların yerinde olmadığını, satışın gerçek olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.Davacı, iddiasını yazılı delil ile ispatlayamamış ise de, yemin deliline dayanması nedeniyle mahkemece yemin teklif etme hakkı hatırlatıldıktan sonra istek doğrultusunda davalı ... tarafından iddiaların yerinde olmadığı ve satışın gerçek olduğu yönünde yemin eda edilmiş, ikinci el konumundaki diğer davalı ... ise yemin edası için davetiyeye icabet etmemiştir. Bilindiği üzere, böylesi bir iddianın 5.2.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile kanıtlanması olanaklıdır. İddiasını yazılı belge ile ispatlaması gereken tarafın yazılı bir belgesi bulunmuyorsa başvuracağı son kanıt yemin deliline müracaattır.Somut olayda; iddia edilen inanç sözleşmesinin tarafı olan davalı ... teklif edilen yemini eda etmekle satışın gerçek olduğu kanıtlanmıştır. Bu aşamadan sonra ikinci el konumundaki davalı ...'a yemin teklif etme hakkından söz edilemez.O halde, davalı ... hakkındaki davanında reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalı ...'ün temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 29.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.