MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/07/2006NUMARASI : 2003/1101-383Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, dava konusu ..parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek üzerindeki muhdesatın yıkımını istemiştir.Davalı, taşınmazı İl Özel İdaresinden kiraladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taşınmaz kaydının Hazine lehine terkin edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının yaptığı muhdesatın yıkımına karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığı iddiasına dayalı yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 36440 m2. miktarındaki 750 sayılı parselin 27.1.1966 tarihinde tapulama suretiyle İl Tüzel Kişiliği adına tescil edildiği, kayıt üzerinde 1986 tarihli “ eski eser “ şerhi, 1990 tarihli “ 1.derece sit alanı “ şerhi ve 2000 tarihli “ kamulaştırma “ şerhi bulunduğu ; sonrasında taşınmazın 36098,19 m2.lik kısmının kıyı-kenar çizgisi kapsamında kalması nedeniyle İl Özel İdaresi İl Genel Meclisi kararı ile tapudan terkinine karar verildiği ve kararın Tapu Sicil Müdürlüğünce sicile yansıtıldığı görülmektedir.Yıkımı istenen yapıların, sicili kütükten terkin edilen devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bu alan içerisinde yer aldığı, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazı tasarruf ettiği anlaşıldığına göre, davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, yıkımı istenen yapılar hakkında, kayıt üzerinde bulunan “eski eser “ ve “ sit alanı “ şerhleri yönünden bir araştırma yapılmış değildir. Bilindiği üzere, 2863 Sayılı Yasa gereğince koruma kurulunun almış olduğu kararların yapısı gereği idari tasarruf işlem niteliğinde olduğu ve idari yargı yerinde iptal edilmedikçe işlemle ön görülen hukuksal durumun korunacağı tartışmasızdır."Eski eser sit" kararlarının ise koruma kurulunca alının kararlardan olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, değinilen şerhler dikkate alınmak suretiyle anılan yapıların nitelikleri bakımından yıkıma konu olup olamayacaklarının açıklığa kavuşturulması için uzman bilirkişi aracılığı ile yerinde inceleme yapılması, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu’ndan görüş alınması, alınan kararların hukuki varlığını koruyup korumadığının saptanması ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların, açıklanan nedenden ötürü temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.