Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16857 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 867 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KÖYCEĞİZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/09/2013NUMARASI : 2012/76-2013/182Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde yargılama giderleri ve vekalet ücretine hasren temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan S..G..'ın 8 parça taşınmazını arkadaşı olan davalı S.. D..'a satış yoluyla temlik ettiğini, yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Nilgün, Fatih, Emsal ve C.. G..; miras haklarının bulunduğunu belirterek payları oranında iptal ve tescil isteğiyle davaya katılmışlardır.Davalı; taşınmazların muris tarafından kendisine bedelsiz devredildiğini, ölümünden sonrada mirasçılarına devre hazır olduğunu bildirdiğini, ancak mirasçıların kendi aralarında anlaşamadıkları için devrin sağlanamadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davayı kabul etmiştir.. Mahkemece; davalı vekili cevap dilekçesi ile davayı kabul etmiş ise de vekaletnamesinde kabul yetkisinin bulunmadığı, davalı asilinde üçüncü oturumda davayı kabul ettiği, diğer taraftan davalı tarafından bir kısım taşınmazlar üzerine koydurulan ipotek ve taraflar arasında görülen ve temyiz incelemesinde olan Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/101E-2012/222K sayılı ilamı karşısında davalının aleyhine dava açılmasına sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, belirlenen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hasren temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan Sabri'nin 09.04.2011 tarihinde öldüğü, 8 parça taşınmazını değişik tarihlerde davalıya satış yoluyla temlik ettiği, çekişmeli 2715, 2716 parsellerin beyanlar hanesine davalının 150.000TL borcu sebebiyle 09.02.2006 tarihinde Ziraat Bankası lehine fekki bildirilinceye kadar ipotek konulduğu yine 2863 ve 2864 parsellerin beyanlar hanesine davalının 150.000TL borcu sebebiyle 22.06.2006 tarihinde Ziraat Bankası lehine fekki bildirilinceye kadar ipotek konulduğu, davalı vekilinin süresinde verdiği cevap dilekçesinde davayı kabul ettiği, ancak vekaletnamesinde davayı kabul yetkisinin bulunmadığı, mahkemece bu durumun tespiti üzerine ikinci oturumda davalı asilin duruşmaya davet edildiği, davalı asilin üçüncü oturumda hazır bulunarak davayı kabul ettiği, çekişmeli taşınmazlarla ilgili taraflar ve dava dışı kişiler arasında başlayan ve ölümle sonuçlanan kavga sebebiyle Muğla 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/101E-2012/222K sayılı ilamıyla tarafların tehdit suçundan, davalının oğlunun ise adam öldürmek suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, temyiz aşamasında olduğu, anılan ceza dosyasında ve eldeki dosyada tanık olarak dinlenen Ş..C..'un davalının savunmasını doğrular yönde beyanda bulunduğu,çekişmeli taşınmazlardan 2715, 2716, 2863 ve 2864 parsellere mirasbırakan hayatta iken ipotek konulduğu, katılan davacılarında, davalının aleyhine dava açılmasına sebebiyet verdiği yönünde iddiada bulunmadıkları görülmektedir.Bu durumda mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçıların kendi aralarında anlaşamadıkları için davalının çekişmeli taşınmazları devredemediği, böylelikle aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılmaktadır. Davalı vekili süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesiyle davayı kabul etmiştir. Ancak vekaletnamede davayı kabul yetkisinin bulunmadığının anlaşılması üzerine davalı asil duruşmaya katılarak davayı kabul etmiştir.6098 sayılı TBK'nun 46.maddesinde “ Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar.Yetkisiz temsilcinin kendisiyle işlem yaptığı diğer taraf, temsil olunandan, uygun bir süre içinde bu hukuki işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini isteyebilir. Bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda, diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur.” denilmiştir.Bu yasal düzenleme karşısında yetkisiz temscilci konumunda bulunan vekilin davayı kabule ilişkin verdiği cevap dilekçesi asilinde davayı kabulüyle baştan itibaren geçerli hale gelmiştir.Halböyle olunca 6100 sayılı HMK'nin 312/2 maddesi uyarınca davalının davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermediği ve ilk duruşma öncesinde cevap dilekçesiyle davayı kabul ettiğinden yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmemesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı vekilinin, temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.