MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/05/2013NUMARASI: 2012/157-2013/166Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 72/80 payına malik olduğu 84 ada 70 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın 12 nolu dairesini eşyalarını koyarak davalının haksız yere işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı bozma ilamından sonra, taşınmazın miras bırakan babasından intikal ettiğini ve dava dışı kardeşinin vekalet görevini kötüye kullanarak miras payını davalı kardeşine devretmesi sebebi ile davalı ve vekil aleyhine açtığı tapu iptal tescil davasının kabul edilerek dereceattan geçerek kesinleştiğini ve taşınmazda paydaş konumuna geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacının temyizi üzerine Dairece; “... Davalının taşınmazı kullanıp kullanmadığının araştırılmamış olması ve elatmanın önlenmesi talebi hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı ” hususlarına değinilerek bozulmuş, davalının tebligatların usulsüz yapıldığını ileri sürerek karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Dairece; “... Yargılama sırasında davalıya yapılan tebligatların usulsüz olduğu, bu durumda davalının temyiz itirazı süresinde kabul edilerek işin esasının incelenmesi sonucunda, eksikliğin tamamlanması suretiyle getirtilen Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010–351 esas 2010–370 karar sayılı ilamı ile davalının çekişmeli taşınmazda paydaş durumuna geldiği ve ilamın derecattan geçerek kesinleştiğinin görüldüğü, o halde oluşan bu yeni duruma göre davada taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 688.maddesi ve devam eden düzenlemeleri gereğince paylı mülkiyet hükümlerinin uygulanması suretiyle giderileceği, hal böyle olunca; öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın TMK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği halde, anılan hususlarda inceleme ve araştırma yapılmadan sonuca gidilmesinin doğru olmadığı ” belirtilerek, bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkemenin kararının belirtilen şekilde bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; çekişme konusu taşınmazda fiili taksim yapılmadığı, özel bir parselasyon haritasının mevcut olmadığı, davacının da kullandığı bölümlerin bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.