Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 168 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15721 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : BODRUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/10/2011NUMARASI : 2002/117-2011/483Yanlar arasında görülen alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.01.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat İ. K.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, ehliyetsizlik, hile ve mirasta iade hukuksal nedenlerine dayalı alacak isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı A..’in ölümünden önce 15.10.2001 tarihinde banka mevduat hesabında bulunan 100.000,00TL. (eski 100.000.000.000TL.)sının oğlu olan davalı A. İ..’na ödenmesi yönünde vermiş olduğu talimata istinaden anılan meblağın davalının mevduat hesabına aktarıldığı anlaşılmaktadır.Davacılar, miras bırakanın bankaya verdiği yazılı talimat sırasında hukuki ehliyetten yoksun olduğunu ve bundan istifade edilerek anılan işlemin gerçekleştirildiğini ileri sürerek ve anılan hukuki nedenlerin yanında mirasta iade hükümlerinin uygulanması gerektiğini de belirterek eldeki davayı açmışlar; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme neticesinde, 2659 Sayılı Yasanın 7 ve 16. maddeleri uyarınca Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen raporla, mevcut tıbbi belgeler itibariyle değinilen tarihte miras bırakanın hukuki ehliyete haiz olup olmadığının saptanamadığı bildirilmiş ve bunun üzerine mahkemece, TMK.nun 560 ilâ 571. maddeleri arasında öngörülen tenkis davasının koşulları araştırılarak, yapılan tasarrufla saklı paya tecavüz edilmediği saptandığı gerekçesiyle ve bu olgu benimsenmek suretiyle davanın reddi cihetine gidilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, miras bırakanın bağış gibi sağlararası, miras mukavelesi, vasiyetname şeklinde ölüme bağlı tasarruflarının tenkis davasına konu teşkil edeceği tartışmasızdır.Oysa somut olayda, tenkis isteği yoktur. Türk Medeni Kanununun 669. maddesinden kaynaklanan miras bırakanın sağlararası mirasçısına yapmış olduğu kazandırmanın, koşullarının varlığı halinde mirasta iade davasına konu teşkil edeceği kuşkusuz olup, davadaki istek de buna ilişkindir.O halde, TMK.nun 669 ve takip eden maddelerinde öngörülen mirasta iade davasının koşullarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.