MAHKEMESİ : TAVAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/01/2013NUMARASI : 2011/138-2013/47Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 4.11.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat Y.. S..ile temyiz edilenler vekili Avukat M.. B.. S.. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne dair verilen kararın davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairece; ''... Davalı M.. A..'un yargılama devam ederken 07.12.2009 tarihinde öldüğü, o halde, davalı M.. A..'un mirasçılarının tespit edilerek davaya dahil edilmelerinin sağlanması ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, usulen taraf teşkili oluşturulmaksızın karar verilmiş olmasının doğru olmadığı'' gerekçesiyle bozulmuştur. Davacılar, miras bırakanları H.. S..'tan intikal eden 2027 parsel sayılı taşınmaza, davalı Mehmet’in damadı olan diğer davalı E.. M.. ile birlikte yapılanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli eldeki davayı açmışlar, yargılama sırasında 2009 ve 2010 yıllarına ait ecrimisil taleplerinden feragat ettiklerini bildirmişlerdir. Davalılar bozma ilamından önce savunma getirmemişler, bozmadan sonra ise davalılar vekili, komşu 2026 parsel sayılı taşınmazın davalı Mehmet adına kayıtlı olduğunu ve 50 yıldır aynı sınırlarla kullanıldığını, çekişmeye konu binanın, Mehmet'in taşınmazı içerisine yapıldığını, sınırlardaki kaymalar sebebi ile Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine dayalı yapılan çalışma sonucu sınırların düzeltildiğini, bu nedenle davanın konusunun kalmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardırMahkemece, bozma ilamına uyularak, davalı Mehmet mirasçılarının davaya dahil edilmeleri sağlandıktan sonra yapılan yargılama neticesinde; kayden davacıların miras bırakanına ait olan çekişme konusu taşınmaza davalıların yapılaşmak suretiyle müdahale ettikleri gerekçesi ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, yargılama sırasında çekişme konusu taşınmazın da aralarında yeraldığı 2024 ila 2030 nolu parsellerin tahdit ve tespitlerinde sınırlandırma hatası yapıldığı belirlenerek Kadastro Müdürlüğünce dava konusu parselle beraber komşu 2025, 2027, 2028, 2029 ve 2030 nolu parsellerde bir bütün olarak Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi hükmü gereğince düzeltme işleminin yapıldığı, evrak arasına alınan Denizli Kadastro Müdürlüğü'nün 07.12.2012 tarihli yazısı ile; düzeltme kararın ilgili parsel maliklerine tebliğ edildiği, ancak eldeki dava sebebi ile 41. madde uygulamasının kesinleşmediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. O hâlde, çekişmenin 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinde değinildiği üzere sınırlandırma hatasından kaynaklandığı açıktır.Bilindiği üzere; kadastral pafta ve çap kayıtları iptal edilinceye kadar, ya da 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi hükmü kapsamında düzeltilinceye kadar hukuki varlıklarını korurlar.Ne var ki, değinilen hususlar mahkemece gözardı edilerek sonuca gidilmiştir. Öte yandan, temyiz duruşmasında davalı taraf çekişme konusu yerle ilgili olarak Tavas Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/56 Esas sayılı dava dosyasından tapu iptali ve tescil davası açtığını bildirmiştir. Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilke ve olgular gözetilmek suretiyle davalılara 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesine göre yapılan düzeltme işlemini tapuya yansıtmaları için süre verilmesi, mercine başvuru yapıldığının anlaşılması halinde, sonucunun beklenmesi, öte yandan Tavas Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/56 Esas sayılı dava dosyasının evrak arasına alınarak, anılan dosyadan davalıların çekişme konusu yerle ilgili tapu iptali ve tescil davası açtıklarının belirlenmesi halinde, eldeki davada yıkım isteğinin de bulunduğu gözetilerek ileride telafisi imkansız zararlar doğmaması bakımından anılan tapu iptali ve tescil davasının da sonucunun beklenerek, ortaya çıkacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de; dava kısmen kabul edildiği halde, reddedilen kısım üzerinden davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da yerinde değildir. Davalılar vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 4.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.