Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1672 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 813 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/03/2009NUMARASI : 2003/357-2009/82Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu 12633 ada 19 parsel sayılı taşınmaza davalının bina yapmak ve bahçe olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine, muhtesatın yıkımına ve 1.220.700.000 TL. ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazı yıllardır davacının rızası ile kullandığını, binayı kendisinin yaptığını, haksız kullanımın olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalının yapılanmak suretiyle haksız kullandığı, 4916 sayılı yasa yönünden davalının müracaatı olup davacı idare ile hazine arasındaki idari işlemlerin devam ettiğinden davalı ile kira sözleşmesi yapılamadığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin reddine, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi .. .... raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, diğer istekler yönünden davalının 4916 Sayılı Yasanın 35.maddesi ve 2762 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesi hükmü uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 12633 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazın bir bölümüne yapılaşmak ve ağaç dikmek suretiyle elattığı anlaşılmaktadır.Bilindiği gibi, 4916 Sayılı Yasanın 35.maddesi, fuzuli şagillerin 4 ay içinde müracaat etmeleri halinde idare ile kira sözleşmesi yapılabileceğine ilişkindir. Bu hükmün amir nitelikte olmadığı tartışmasızdır. Somut olayda, Hazine ile davacı Vakıflar İdaresi arasında yapılması amaçlanan takas ve trampa tescil işlemlerinin gerçekleştirilememesi sonucu akim kalmıştır. O halde, davalının işgalinin halen geçerli bir nedene dayalı olduğu söylenemeyeceği gibi anılan hükmün uygulama yeri ve olanağı kalmadığı da sabittir.Hal böyle olunca; davacının kayıttan kaynaklanan mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle mutlak olarak elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.