Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16718 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12623 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BEYPAZARI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/04/2014NUMARASI : 2012/73-2014/135Taraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;. -KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 653 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu mesken nitelikli bağımsız bölüm ile dükkanın davalılar tarafından kullanıldığı iddiasıyla asıl ve birleşen davaların açıldığı, davalılarca süresinde zamanaşımı definde bulunularak, taşınmazları kira ilişkisine istinaden kullandıkları, davacı ile yakın akraba oldukları ve kira bedellerini ödedikleri yönünde savunmada bulundukları anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme neticesinde, kayden davacıya ait dava konusu taşınmazların haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın davalılarca kullanıldığı, yazılı ya da sözlü kira akdi bulunduğu ve ödeme yapıldığı iddialarının kanıtlanamadığı saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Asıl ve birleşen davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne var ki mahkemece, gerek asıl gerek birleşen davada davalılar yasal süre içerisinde zamanaşımı definde bulunmuş olmalarına rağmen, birleşen davada dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için belirlenecek miktara hükmedilmesi yerine 5 yıllık süreyi aşacak şekilde ecrimisile hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, usulüne uygun şekilde ecrimisil hesabı yapılmadan yetersiz bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi de doğru değildir. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olayda, mahkemece yapılan keşif neticesinde bilirkişilerce düzenlenen rapor yukarıda belirtilen ilke ve usullere aykırı olduğundan hüküm kurmaya yeterli değildir.Hâl böyle olunca; birleşen davanın dava tarihi ve davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı itirazı da dikkate alınarak dava konusu her iki taşınmaz bakımından yukarıda değinilen ilke ve usul çerçevesinde bilirkişilerce ilk dönem için (asıl davada 2007; birleşen davada 2008 yılı) ecrimisil miktarı belirlenmesi, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarı hesap edilerek bu miktar üzerinden ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Asıl ve birleşen davalıların bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.